Günlerdir ortalık kaynıyor her köşeden Googlewave logosu fırlıyor, hepimizde bir telaş “davetiyen var mı fazla, bana da yolla” diyoruz. Sağolsun John Serra dostum yolladı hemen davetiyeyi, ama gel gör ki mübarek eposta ile değil de, eski sistem posta yolunu izleyerek geldi sanırım, bir hafta sürdü bana ulaşması. Tabii o arada yaratılan heyecan “dalgası” yatıştı, merakım kalmadı.
Googlewave dalgası, bana reklamcılık yaptığım yıllarda yaşanan bazı durumları hatırlattı. Büyük çabalarla kampanyası hazırlanacak yeni bir ürün gelir ajansa. Aylarca çalışılır heyecanla ve son dakikalara yaklaşılır. Ajans hazırdır, ama müşterinin saha ekibi henüz market raflarına ürünü yerleştirememiştir ve gerek duyup bu bilgiyi ajansla paylaşmamıştır. Bir anda düğmeye basılıp TV, basın ve billboardlarla kampanya başlatılır. Beklenti zirveye çıkmıştır. Herkes gaza gelip marketlere koşar, ama ürün ortalıkta yoktur. Aradığı ürünü bulamayan tüketici, gerekmese bile muadilini alır eve döner.
Bu müşterilerin bir diğer türü de, sadece bir şehirde ve bir semtte mağazası olanlarıdır. Kendine güvenleri o kadar tamdır ki, ajansın uyarılarını asla dinlemez, devasa bütçeler harcayarak filmler çektirir, yeri göğü donatır markasıyla. Sonrası hüzün… Gelen talepleri karşılayamaz ve yine rakipler kazanır.
Biraz önce gelen wave davetiyemle sayfaya girmek için heyecan bile duymadım. Onu beklerken, daha önce üye olduğum diğer yerlerdeki profillerimi güncelledim, yeni bir iki yeri keşfettim, hem zaten iletişimde olmak istediklerimle rahatça bağlantıda olduğumu da fark ettim.
Biraz zaman geçsin ilgilenirim “yeni dalgayla”, şimdi de o heyecanla beni beklesin 🙂
So, what do you think ?
One Comment