Sizlerle; Değerli dost, eğitmen ve yazar Süleyman Sönmez‘in “Güneşin Tam İçinde” adlı blogundan virgülüne dokunmadan, bir alıntıyı paylaşıyorum. Lütfen vakit ayırıp okuyun ve bu projeyi destekleyecek her türlü yardımı yapın.
Göçe Sebep Kalmasın! Projesi
GÖÇSEK Projesi, Türkiye’nin çok önemli bir sorunu olan, köyden kente göçü, her yönüyle inceleyen ve farkındalık yaratarak bizzat bölge halkı ve gönüllülerle çözüm üretmek isteyen bir proje.
Size MİMDER’den birçok kez bahsetmiştim. (Mimder ve Kucaklayan sevgi, Mimder’den Yeni Bir Konser ) Merkezi Kadıköy’de olan ve sosyal yardım, insana hizmet konularında ağırlıklı olarak yardım toplamak yerine yardımsever insanlarla dostluk ve sevgi elini uzatan maddi manevi kaynakları bileğinin hakkıyla ve yine gönüllülerin çabalarıyla toparlayıp güzel işler başaran bir dernek.
Örneğin hiçbirisi şarkıcı olmadıkları halde verdikleri konseri ve bundan elde edilen gelirlerle Kimsesiz İnsanlara, Kayıp İnsanlara nasıl ulaştıklarını açıklamıştım.
MİMDER’in çalışma şeklinde derin bir samimiyet ve işin ciddiyetle yürütülmesi beni hep etkiledi. Gönüllüler kimsesiz yardıma muhtaç ya da geliri çok düşük aileleri ev ev gezerken, sorunun temelinde yerlerinden yurtlarından göçen bu insanların büyükşehrin çarkları arasında ezilmesi olduğunu net bir şekilde saptamışlar.
Peki insanlar neden göçüyor? Neden doğup yaşadıkları yeri bırakıyorlar? Açıkçası ben bu projeyi işittiğimde sıkıcı bir tekrarı bekliyordum. Hani hepimizin bildiği işsizlik sorunu, parasızlık vb. Oysa Diyarbakır Silvan’a gidip senelerdir, insanlarla yüzyüze konuştuklarını tüm yapısıyla Silvan’ı analiz ettiklerini, bu şekliyle Silvan’ı bir pilot proje gibi adım adım çözdüklerini duyduğumda şaşırdım.
Fakat asıl şaşkınlığı yüzlerce sayfasıyla ansiklopediye benzeyen devasa raporu gördüğümde yaşadım. Defalarca bu raporun yetkinliği ve detayına duyduğum şaşkınlığı belirttim. Çünkü rapor bilimsel verilerle, bölgenin altyapı sorunlarını, su yağış, etnik köken, eğitim araçları eksikliği, gençlerin, yaşlıların, çocukların yaşam alanları, kadınların gündelik hayatı, bölgenin tarihsel gelişimi, bölgedeki ekonomik gelir getirebilecek kaynaklar ve bunun gibi onlarca başlıktan oluşmuştu.
Bu çalışmalarında gerek bölgedeki insanlarımız, gerekse çeşitli kademelerdeki kamu yöneticileriyle birlikte çalışmışlar.
Bu çalışmalar bilmediğimiz hatta belki de daha önce farkedilmemiş unsurları da ortaya çıkarmış.
Çalışmayı dinlerken MİMDER yetkilileri ısrarla bunun bir “farkındalık hareketi” olduğunu söylüyorlardı. Bir süre ne demek istediklerini anlamadığımı itiraf edeyim. Açıkçası ben yardım kampanyaları vs. düzenlemekle yetineceklerini düşünüyordum. Değilmiş. Değişim için insanların yaşadıkları yerde yapmaları gereken pek çok rol olduğunu, devletin veya herhangi bir yardım kuruluşunun tek başına çözmesinin imkansızlığını anlattılar. Kısacası bu proje bir yerde “Ey insanlar elinizdeki gücü farkedin. Bir araya gelindiğinde başarılamayacak düzeltilemeyecek sorunumuz eksiğimiz yoktur. Sevgi ve çaba herşeyin temelidir” de demek bana göre.
Bu çalışmalar kapsamında henüz bir kısmı tamamlamlanmış haliyle Proje Web Sitesi de açıldı. Neden tüm başlıklar tamamlanmadan açıldı derseniz proje çok hızlı ilerliyor ve bir çok olayı duyurmak gerekiyor. Şimdiden Facebook grupları da yüzlerce üyeyle projeye destek vermeye başlamış. Elbette gün geçtikçe siteki başlıkların içi bilgiyle fotoğraflarla dolduruluyor ve çok güzel bir bilgi kaynağı olmaya aday bir site olarak aynı zamanda yapılacak kampanyaların merkezi olacağını düşünüyorum.
http://www.gocesebepkalmasin.com/
Şimdiden bir kampanya haberi duyurabilirim. 100 SANATÇI 100 ESER başlığında eserlerini kampanya yararına bağışlayan sanatçılar, elde edilecek gelirle Silvan ilçesi 100. Yıl İlköğretim Okuluna 2 derslik ve 1 anasınıfı inşa edilmesine önayak olacaklar.
Yeditepe Üniversitesi Rektörlük Binası 5. Katında yer alacak olan sergideki eserler, 24 – 30 Ocak 2009 tarihleri arasında sizlerin desteklerine sunulacak.
Bu projenin ülkemiz için önemi çok açık. Üstüne basarak tekrar ediyorum. Alıştığımız bildiğimiz, yardım toplama kampanyalarının yol haritasından çok farklı şekilde, sorunları çözmek için insanlarla özellikle sorunu yaşayanlarla ve bu sorunların dışında olan ama el uzatmak isteyen gönüllülerle yürütülüyor projeler. Şu anda pilot bir proje olarak Silvan halkı – gerek orada olan, gerek göç ederek büyükşehirlere yerleşenlernler – ve sosyal duyarlılık sahibi insanlar projenin sahipleri.
Zaten gönüllü olmadan sevgiden ve insan olmaktan bahsetmek mümkün mü?
Aşağıdaki bilgiler proje resmi açıklamasından alınmıştır.
GÖÇSEK PROJESİ
GÖÇSEK köklü bir ülke sorununa işaret eder nitelikte ve her daim aktif saha çalışmasını gerektiren bir Farkındalık Yaratma projesidir.
Tüm yaşayanları için asgari bir yaşam düzeyinin güvence altına alınmasının bir toplumun ortak sorumluluğu olduğuna inanarak düzenlediğimiz “Kayıp İnsanlar Programı” nın sonucunda elde edilen göç sorununa ilişkin veriler bu projenin doğuş sebebidir.
Ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunması nedeni ile üretici kimliğini yitiren vatandaşlarımızın, toplumumuz standartlarında ekonomik olarak aktif hale gelmelerini sağlayacak en uygun model ve organizasyonların araştırılması ve bu sorunun nedenlerini netleştirerek çözüme yönelik, proje bazında uygulamalar oluşturmak birincil sorumluluğumuzdur.
GÖÇSEK, toplumsal birlik içerisinde yaşayıp ta her insanın sahip olduğu haklara sahip olmakla beraber bunları bilmeyen – arayan – alamayan, dağınık yerleşimlerinden dolayı çokta göze batmayan ancak dezavantajlı konumda bulunan, göç etmiş birey ve ailelerin tespit edilmiş sorunları hususunda hazırlanmış bir iyileştirme organizasyonudur.
Bu proje kapsamında oluşturulan “GÖÇSEK EDEV (Eğitime Destek Verelim) 1” alt projesinin oluşturulma gerekçesi de; yukarıda tanımlanan hedef grupların sorunlarının anlık (değişken ve kısa süreli) çözümünden öte, “zorunlu iş gücünün” desteklenmesini sağlayacak girişimler veya ortak çabalar ile başlatılabilecek çalışmaları tamamlayıcı unsurları belirlemektir. İlk adım olarak düzenlenen EDEV, başta Silvan halkı ve Diyarbakır’lılar olmak üzere tüm Türkiye vatandaşlarının eğitimi destekleme konusunda “her şey devletten beklenmemelidir” bakışı ile birleşmeleri ve söz konusu İlköğretim okulunun, yetersiz ve sağlıksız eğitim şartlarının iyileştirilmesine destek sağlamaktır.
Kendisine veya ailesine bakma yükümlülüğünü asgari seviyede dahi olsa yerine getiremeyen yoksul/yoksun erişkin bireyin, muhtaçlığının tespiti ve kontrolünün akabinde oluşturulacak / geliştirilecek uygulama programları aracılığı ile kendi kendisine yetebilecek düzeye taşınması, maddi ya da sosyal kazançlar edindirilmesi suretiyle topluma yeniden ve sağlıklı bir şekilde uyumlanması hedeflenmiştir.
Yoksulluk ve yoksunluk ölçütlerine sahip aile birliklerinin yaşayış tarzının göçe ilişkin nedenleri belirlenerek, çözüme yönelik önleme / koruma programlarının geliştirilmesi ve proje bazında uygulanması amaçlanmaktadır.
İlk adım olarak EDEV alt projesi uygulamaya alınmak üzere projelendirilmiştir.
KİP gereği başlatılacak bu hizmet amaçlı uygulama ile beklediğimiz en önemli sonuç, genel toplum düzeninin iyileştirilmesine yönelik duyarlılığın artırılmasıdır.
* Sosyal güven artışı
* Devlete inancın artışı
* Çocuklar ve gençler açısından memnuniyet
* Sağlık yönünden iyileşmişlik
* İhtiyaçlarının karşılanması
* Çevre görünümünde iyileşmişlik
* Toplumsal kabul düzeyinde artış
* İşe yararlılığın verdiği huzur
* Ümitsizliğin ve kaygının ortadan kalkması gibi konular beklediğimiz olumlu sonuçlardan birkaçıdır.
Göç sorunu çok köklü ve ciddi bir sorun olması nedeni ile özellikle devletimiz tarafından da ele alınmış bir sorun olarak bugünkü bakış ile halledilemez bir çizgiye yerleştirilmiştir. Projemizin hayata geçmesi ile belki bu sorun köklü bir şekilde halledilmeyecek ancak iyileştirilebilirliği şeklinde yeniden umut ve istek doğacaktır kanaatindeyiz.
Bu ülkenin yaşarları olarak kültürel bir alışkanlık olsa gerek sadece soruna bakarak acıyla yaşamaya çalışıyoruz. Oysaki sorundan yola çıkarak çözüme bakışımız ile umut canlı kalacaktır. Bu anlamda Silvan’da çok canlı örnekler ile karşılaştık. İnsan istiyor ve bekliyor. Bu proje beklemenin değil çalışmanın ve üretmenin projesidir.
Önümüzdeki Seçenekler
* En azından standart hayat kalitesine ulaşıldığı, güven veren, ruhsal açıdan besleyici ve huzur veren bir yaşam standardı belirlenmesi,
* Yerleşim ve işletim sistemi konusunda; adil, üretime teşvik edici, toplumsal kabulü kolaylaştırıcı ve benzer sorunların içinde boğulan diğer bölgeler için model olabilecek bir planlama yapılarak bir an önce uygulanmaya alınması,
* Bu ailelerin yaşama alanlarını belirlemek ve düzenlemek adına yerel, ulusal ve uluslar arası seviyede bu amacı doğrulayıcı, destekleyici hizmet ehli ortaklıkların oluşturulması
* Medeniyetin merkezi haline gelmiş şehirlerde ekonomik gelişimi eşit şekilde dengeleyici unsurları belirlemek suretiyle, şehirlerin sosyal – kültürel – ruhsal kimyasının bozulmasını önlemek adına projeler oluşturulması ve ilgili mercilere sunulması,
* Son yıllarda, Sosyal Sorunlara karşı gösterilen Hassasiyet ve İnsan Haklarına verilen önem neticesinde konumuza ilişkin Global farkındalığın artması; MimDer’ in evsiz ve kimsesiz aileler ile ilgilenmesinde cesaret verici bir etken olmuştur. Bu nedenledir ki;
Yerel Yönetim + STK işbirliğinin sonuçlarını, doğru, sağlam, güçlü temeller üzerine kurularak geliştirilmesini, özellikle gelecek kuşakların izleyeceği yolun ana hatlarını belirlemeyi ve onlara kılavuz olabilmeyi bir vatandaşlık görevi olarak adlediyoruz.
* Yaşam standartlarını iyileştirmek için öncelikle büyük şehirlerdeki sosyal çöküntülerle ilgili mücadele programlarının başlatılmasını sağlamak,
* Giderek artan evsiz-kimsesiz kişi sayısının bu anlamda en aza indirgenmesi amacıyla projeler üretmek,
* Endüstriyel ülkelerdeki tüketim ve üretim merkezleri ile değişken nüfusa sahip yerlerdeki değişimler ve özellikle göçün yoğunlaştığı yerlerin evsiz insan sayısı, sosyal erozyon, yetersiz kaynaklar, etkisiz ve yetersiz planlama, güvenin azalması ve şiddetin artması, doğal afetlerin artması konuları sınıflandırılarak sosyal zarar riskini asgariye indirgeyici çalışmaları başlatmak,
* Yerleşimle ilgili olan sorunlar global olsa da her ülkenin ve kültürün karşılaştığı spesifik problem ve bunların da spesifik çözümlerinin oluşturulması,
* Sosyal konularda; şehir, kasaba ve köylerdeki yaşam koşullarını düzeltmeye yönelik çalışmalar yapılmasıdır.
Diyarbakır İline bağlı Silvan İlçemizde sağlayacağımız başarı ile başta İSTANBUL olmak üzere aynı göç sorununu yaşamakta olan tüm il ve ilçelerimizin dinginlik, huzur, sağlık, umut ve mutluluk içinde yaşanabilecek yerler olacağına inanıyoruz. Bu inancımıza tüm Türkiye halkını da katmak, el ele vererek neler yapılabileceğini yaşamak ve yaşatmak ta dileğimizdir.
PROJE YÜRÜTÜCÜSÜ MİMDER HAKKINDA
Mim Evrensel Yaşam Araştırma ve Yardımlaşma Derneği olarak 2004 yılından beri “İnsan” varlığı ve yaşayışı üzerine çeşitli alanlarda faaliyetimizi sürdürmekteyiz. Derneğimizin bir dalı araştırma, diğer bir dalı ise yardımlaşma aktivitelerini içermektedir. Genel anlamda üzerine eğildiğimiz bir konuyu önce detayı ile araştırarak ve gerekli adımları önceliklendirme suretiyle belirleyerek, konuyu oluşturan muhatapların ihtiyacı doğrultusunda yardımlaşma safhasını hayata geçirmekteyiz. 70 kişilik bir ekiple 24 saat açık ve her daim çalışır bir haldeyiz. Bu bağlamda;
2008 yılı faaliyet programımızı, 2007 yılının bir araştırma çalışması olan “Kayıp İnsanlar Programı (K.İ.P.)” nın nihai raporlamasının sonucunda elde edilen veriler üzerine, Diyarbakır ili Silvan ilçesini pilot bölge edindiğimiz “Göçe Sebep Kalmasın (GÖÇSEK)” başlıklı ve 7 eylem aşamalı bir proje üzerine düzenledik.
Bu projenin başarısını belirleyecek en önemli nokta ise bir yardımlaşma aktivasyonu olarak değil bir “FARKINDALIK YARATMA” organizasyonu olarak değerlendirilmesi ve eylem adımlarının bu bilinçle atılması gerekliliğidir.
Projenin özü; Doğu ve Güneydoğu illerinden başta İstanbul olmak üzere bazı büyükşehirlere gerçekleştirilen göç olayının sebeplerini belirlemek ve bu ülke sorunu haline gelmiş meselenin çözümüne yönelik mümkün olduğu ölçüde, emsal teşkil edebilecek nitelikte önleyici programlar üretmektir.
Projemizin temel esasları doğrultusunda önce ilgili bölgenin yetkili mercilerine başvurularak gerekli onaylar alınmış akabinde Dernekler Masasına bildirilerek 02.09.2008 tarihi itibarıyla 1 yıllık Türkiye Kampanyası düzenleme izni alınmıştır. Silvan ilçesinde düzenlenmiş ön keşif çalışmalarımız neticesinde;
1. Eğitim
2. Genç ve Çocuk
3. Tarım
4. Turizm Kaynakları
5. Sosyal Yaşantı
6. Yönetişim
7. Bilinçlendirme
Başlıkları ile ayrıştırabileceğimiz 7 aşamalı bir Farkındalık Harekatı düzenleme gereği ile planlama yapılmıştır. Bu aşamaların her biri kendi içinde birçok plan, programa ihtiyaç duyulan son derece geniş ve derin sorunlar yumağı halindedir. Aynı zamanda birbirleri ile bağlantılı hareket etme gerekliliği duyulan oldukça hassas konulardır. Proje uygulama alanının da hassasiyeti göz önünde bulundurulduğunda, Silvan ilçesinde yapılması gereken çok iş bulunmaktadır ve tüm mesleki katkılara açık bir eylem planı organize edilmiştir.
Her ne kadar başarılması imkansız gibi görünse de işin içine girildiğinde, halkın çoğunluğunun bu konudaki değişim arzusu, gençlerinin umut vaat eder enerjisi, çocuklarının sadece yokluktan kaynaklanan acizliği ve en önemlisi özellikle Kaymakam Bey’in gelişim/kalkınmaya yönelik girişimci çabaları, bizleri söz konusu projenin başarıyla sonlandırılmasına yönelik oldukça cesaretlendirmiştir.
Proje konusu ve hedefi itibarı ile son derece zor bir meseleyi işaret etmektedir. Ancak hiçbir zorluk sadece zor olduğu için terk edilmemeli ve her İNSAN bu zorluğu birlik – beraberlik gücüyle kolay kılabilmelidir kanaatindeyiz. Bu noktada tüm gönüllü vatandaşlarımızın bu hassas konuya sağlayacağı destek ile “olmaz” denilen bir meselenin “olur” kılınabileceğini örnekleyerek aynı sorunlardan muzdarip diğer yerleşim alanlarına olumlu emsal teşkil edebileceği hususuna dikkat çekmek muradındayız.
HEPİMİZE KOLAY GELSİN !..
MİMDER iletişim
0216 418 62 33-34 / destek@mimder.org
www.mimder.org
Gerçekten de hayata geçirilmesi çapı ve uzun zamana yayılacak olması nedeniyle oldukça zor bir proje. Burada Silvan halkını da hayal kırıklığına uğratmamak çok önemli. Böyle uzun soluklu projelerde knosantrasyon dağılabilir ve bu durum da zaten ihtiyaç içindeki yöre halkını daha da ümitsizliğe itebilir. Dilerim bu proje hedeflediği doğrultuda heyecanını kaybetmeden geliştirici, iyileştirici sonuçlarını verir.