Bu sabah erkenden İTÜ İşletme Fakültesi Maçka kampüsünde yapılacak olan e-tohum toplantısına gittim. O heyecanla yolun eğimindeki yosunlanmayı ferketmeyip, çizgi filmlerdekine benzer havada patinaj çekilen bir düşüş gerçekleştirdim. Canımın acısıyla, ters geri anneye dönüp, çamur içinde kalan üstümü değiştirdim. Bacağımı mucize krem Lasonil Gel ile kaplayıp, sardım ve tekrar Maçka’ya gittim. Şule ve Uğur Özmen çifti, iki ateş parçası çocukları Osman ve Tutku, Özgür Alaz, Sunipeyk, Sadık ve Cem Kocabaşa kardeşler, ayrıca telaşla organizasyon hazırlıklarıyla ilgilenen e tohuma en çok emeği geçenlerden biri olan Selçuk Koyuncu ile karşılaştım. Bir süre sonra fuaye alanı çok keyifli bir kalabalıkla dolmaya başladı. Bir çoğu ile e tohumun kafe toplantılarından tanıştığım, Friendfeed’de fikir alışverişinde bulunduğum dostlarla hasret giderdik. Yüzlerini birer fotoğraf karesinden tanıdığım dostlarla yüz yüze sohbet etmek de güzeldi. İşletme Mühendisliği Kulübü üyelerine bu satırlardan özellikle teşekkür etmek isterim. Hepsi canla başla çalıştılar ve bizi kusursuzca ağırlamak için çabaladılar. Toplantı, resmi binalarda yapılması gerektiği şekilde saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ne acıdır ki son yıllarda yapılan yozlaştırma çabalarının ne derece başarılı olduğunu, toplantı sonrası yazılan Friendfeed girdilerinde bir kez daha gördüm. “Neden İstiklal Marşı çalınmış” bunu bile sorgulayacak derecede kendinden habersiz genç insanlar olduğunu görmek bana sadece acı veriyor. Toplantı süresince yaşadığım sevinç ve mutluluk bir anda yeise dönüştü. Konudan uzaklaşmadan izlediğim başarılı genç insanları size aktarmak istiyorum.
Toplantının ilk bölümünde e tohum’ a sponsor olan şirketlerden üçünün; kurucu-yöneticilerinin hikayeleri ve konukların sorularına verdiği yanıtlar vardı. Yemeksepeti.com Nevzat Aydın’ın coşkulu anlatımı ve cevap vermekte cömert davranması salondaki girişimcilerin çoğunu memnun etmiştir. Bir ayrıntıyı da eklemeden geçemeyeceğim ODTÜ ne verimli ve ne başarılı bir okuldur ki, hem sponsorlar hem yeni girişimcilerin çoğu ODTÜ’lü idi. İkinci bölümde ise internet girşimcilerinin 3 dakikalık konuşmalarla kendilerini tanıtmalarını izledik. Bunlardan bir kısmını toplantılarda tanıyıp, takibe almıştım zaten. İlk onbeşte olduklarını görmek beni şaşırtmadı. Ama içlerinden biri var ki gerçekten gözlerimi yaşartacak, tüylerimi diken diken edecek kadar projesine değer vermiş ve gereken bütün aşamaları gerçekleştirmek için çalışmıştı. http://userspots.com’u sunan Mustafa Dalcı, benim gönlümde taht kuran girişimci olmuştur. İşe yarar mı, yatırımcı bulur mu, çok meşhur olur mu… bunları zaman gösterecek, ama sahnede izlediğim genç adam, bu azimle soruların cevabını evete çevirecektir.
Girişimlerin hepsini ve isimleri aşağıya ekliyorum. İnceleyin ve size ışık yakanları not alın, önümüzdeki dönem bu genç adamların adını çok duyacağız. Yazdıklarımı; bizlere bu güzel günü yaşama şansı veren, e tohum için gecesini gündüzüne katan sevgili Burak Büyükdemir‘e teşekkür ederek noktalamak istiyorum. Güleryüzüyle herkese olumlu enerji veren, tatlı sert öğretmen, sevecen ağabey, usta yazar… birçok şapkayı aynı anda taşıyabilen ender başarılı adamlardan biri Burak Büyükdemir ve bir o kadar da alçakgönüllü. Teşekkürler Üstad.
http://cepkod.com : Oğuzhan Aygören ve Mustafa Alpay
http://cvyolla.com : Onur Çakır ve Meriç Kul
http://gercekten.com : Erdal Bozkuş
http://ideshot.com : Metin Kahraman ve Harun Pekşen
http://kartguru.com : Özgür Alaz
http://kimgelsin.com : Mohaç Yücel, Ceren Yücel, Selçuk Uzun ve Volkan Çınar
http://kolokyum.com : Ceyhun Baskın, İnanç Eray ve Evren Başbuğ
http://ogrence.net : Doğan Kaya Berktaş ve Yekmer Şimşek
http://pabbuc.com : Serdar Yaman ve Göker Ezberci
http://sunumax.com : Sadık Kocabaşa ve Cem Kocabaşa
http://userspots.com : Mustafa Dalcı
Tanıtımları yapılmayan ama e tohum kampına katılacak üç girişimi de ayrıca yazıyorum
http://maksidurak.com
http://evimizinherseyi.com
http://www.metutech.metu.edu.tr/atom/
Çok geçmiş olsun, daha kötü bir şekilde sonuçlanmadığına sevindim bu talihsiz kazanın.
Çok istememe rağmen sizlerle birlikte orada olamadım, ama gayet güzel özetlemişsiniz. Gitmiş, görmüş kadar oldum.
İstiklal Marşı yerine Amerikan Milli Marşı çalınsaydı o arkadaşlar ellerini herkesden önce göğüslerine koyarlardı herhalde 🙂
Merak etmeyin sizin gibi düşünenler hala çoğunlukta; sadece içinde bulunduğumuz uçak bir türbülans içinde, ortalık biraz toz duman. Ama uçak henüz düşmedi…
Sevgiler,
Mert
Kim, nasıl eleştirirse eleştirsin, giderek büyüyor. Daha çok katılımcı, daha çok takipçisi oluyor. Tohumu balçıkla sıvasınlar, daha iyi büyür.
Mügecim,
Öncelikle çok geçmiş olsun. Sana bu aralar nazar değiyor. Lütfen ışığın hiç eksik olmasın. Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim. Toplantıyı üzülerek kaçıran biri olarak son derece keyifle ve hayıflanarak okudum.
Sevgiler
Öncelikle geçmiş olsun TT, dikkat et kendine. Sunipeykin dediği gibi kim nasıl eleştirirse eleştirsin, bir şeyleri başaramamış içinde hasetlik besleyen insanlar neden istiklal marşı okundu derler, onların amacı çamur atmaktır. Şayet istiklal marşı okunmasa burak hoca neden şu renk elbise giydi diye kendi seviyelerini gösterir yorumlar yaparlar. Dolayısı ile eleştiri kaliteliyse düşünmek ve düzeltmek lazım böyle ipe sapa gelmez saçma sapan eleştirileri ise konuşmamak lazım diye düşünüyorum… Burak hocaya da buradan sevgiler saygılar, e-tohum a da başarılar..
Müge Ablam büyük geçmiş olsun. Allah korusun. Ciddi birşeyin olmadığına sevindim. E-tohuma katılamadım sizlerin yazılarından takip ediyorum. Ülke için dijital ortamda çalışmaların meyvesini vereceği ortada. Eksikler vs. zaten gün geçtikçe gideriliyor. Sonuçta organizasyon kurmak zor iştir.
Gelelim İstiklal Marşı’na. İstiklal Marşı’nın okunmasına şaşıranlar acaba Barrack Obama yemin ederken ellerini göğüslerine götürüp marşlarını okuyan milyonlarca Amerikalının ülkelerine duydukları inancı gördüler mi? Fransa Cumhurbaşkanı’nın milli marşı okutmazlarsa o stadyumu kapatırım dediğini duymadılar mı? İster gelişmiş ister az gelişmiş olsun ülkeler milli marşlarını bir dayatma olarak değil yaptıkları güzel işlerde birlik ve beraberliklerini perçinlemek için söylerler.
Ha yine anlamıyorlarsa Isaac Asimov’un yazdığı Mars’ta kurulan koloniye milli marş arayan iki partinin seçim mücadelesini okusunlar. Oldukça eğlenceli bir hikayedir. Bilimkurgunun şahının bile üstüne eğildiği bu konu belki gözlerini açar…
Merhaba, geçmiş olsun öncelikle. Üzüldüm gerçekten. O kalabalık içerisindeki koşuşturmadan dolayı ayaküstü kısa sohbetler dışında uzun uzadıya kimseyle konuşamadım. Sizi de tanımak isterdim. FF’teki fotoğraflardan kimseyi tanıyamıyorum. Bir de şunu eklemek isterim, bundan sonra bizi daha sık duyacaksınız, ve “İşletme Mühendisliği Kulübü” olarak çağıracaksınız bizi 🙂 Teşekkürler.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimi söyleyeyim. Şimdi daha iyisindir diye umuyorum.
İstiklal Marşı’na saygı göstermeyenler için Süleyman, Yavuz ve Mert gerekenleri söylemişler. Ben bağıra bağıra söylemeye devam ediyorum.
E-Tohum’a gelince… Ne güzel bir çalışma, gençlerin yararlanacağı ne büyük fırsatlar… Sahnedeki abi’leri dinleseler bile ne kadar çok şey öğrenebilirlerdi.
Ağzına sağlık. Çok güzel anlatmışsın.
sevgili müge hanımcım öncelikle çok geçmiş olsun, dilerim düşüşten geriye acı verici herhangi birşey kalmamıştır! ben de toplantıya gelemeyenlerden biri olarak, paylaştığın yazıdan ötürü teşekkür etmek isterim. verdiğin linkleri hemen takibe alıyorum 🙂
sevgiyle..