:::: MENU ::::

Kayıplarımızdan çıkaracağımız kazançlarımız…

Yarım saat önce Friendfeed’de bir başlık vardı sevgili Üstad Ferruh Mavituna eklemiş, altında da genç Üstad’ların yorumları var. Oradaki kısıtlı alana hissettiklerimi ve yaşadıklarımdan aldığım dersleri sığdırmam mümkün değildi. Palahniuk’ un “Invisible monsters” kitabından bir cümleyi alıntılamış Üstad Mavituna. Konu değil beni üzen, genç dinamik insanların, ne kadar maddi değerlere önem verdiğini ve kaybederse ilk aklına gelen şeyin utanç duygusu olduğunu görmekti. Yaşadım ben bunları. İşimi kaybettim, çalışarak kazandığım paramı da bana ait olmayan borçları ödemeye harcamak zorunda kaldım. Parasız kalınca kiramı ödeyemez duruma düştüm. Evden ayrılıp birilerinin yanında yaşamak zorunda kaldığım için bütün eşyalarımı  dağıttım. Hiç kolay değil hazmetmek. Üstad’lar herşeyini kaybetmekten ne anladığınız çok önemli. Parasal gücünüzü, işinizi, bunlara bağlı olarak oturduğunuz evi, eşyalarınızı kaybediyorsunuz. İnanın bir şey olmuyor. Eğer aileniz, sizi seven dostlarınız varsa, çaresiz hissetmenize izin vermiyorlar. Önceleri çok ağırınıza gidiyor, uzun süre yalnız kalmak istiyorsunuz. Yürüş yapıyorsunuz, kimseye göstermeden katılana kadar ağlamak için. Ama hayat devam ediyor. Sağlıklıysanız her şeye yeniden başlayabileceğinizi biliyorsunuz. İşte o noktada soruyorsunuz kendinize “ben ne istiyorum aslında?”. Bunca yıl şan, şöhret, ünvan, para hepsine sahiptin, sana daha farklı ne hissettirecek bunlar. Ve sonra yeni bir “ben” keşfettim, her zamankinden daha güçlü daha hırslı, ama bu kez hayata dört elle sarılmaktı hırsın nedeni. Başardım da, kolay olmadı çok uğraştım, üzüldüm, depresyona girdim, hasta oldum. Sonra “dur” dedim ve kendime yeni bir hayat çizdim, daha çok mutlu olduğu şeyleri yapacak, daha basit yaşayacak, varsa yer, yoksa yemez biri olmaya karar verdim. Daha az eşyaya sahibim, dünya üzerinde daha az yer kaplıyor çevreye daha az zarar veriyorum. Küçük şeylerle mutlu olmayı çok iyi başarıyorum.  Akıllı ve başarılı bir evlada sahip olduğum için, beni seven ve düşünen dostlarım, sağlam duruşlu ve güçlü olmamı sağlayan bir ailem olduğu için her gün şükrediyorum. Her yeni gün benim için yeni bir macera, beni mutsuz eden ve üzen hiç bir olayın veya kişinin yakınında uzun süre geçirmiyorum. Kendime mutlaka kısa da olsa nefes alabileceğim zamanlar yaratıyorum. Korkmayın, kayıplar her zaman yıkım demek değildir. Bazen kendinizi bulmanıza yardımcı olur. Bir arkadaş demiş ki”kaybetmek için herşeye sahip olmak gerekmez mi ?” Hayır sevgili dost, gerekmez, sahip olduğun en önemli şeyleri; aklını, yüreğini ve umudunu kaybedersen kork, dünyevi şeyleri kaybedersen gerçekten daha “hür ve güçlü” oluyorsun. Utanç duygusunu ise dürüst davranmayanlara, hırsızlara ve döneklere bırakalım. Hepinize daha huzurlu, daha sağlıklı, daha özgür bir yaşam diliyorum.


4 Comments

  • uyuyang |

    Hayat dalgalı bir denizde çıkan bir fırtına gibi bazen bizi sığ koylara bazen de denizin en derin sularına sürükleyebilir. O zaman kollarınızın kuvveti sizi sakin limanlara götürecektir ki siz bunu zaten başarmışsınız beyninizle ve her daim dinamik olmanız bize örnek alınası karakterinizi gösteriyor. Blog yazarı olarak görmek de güzelmiş 🙂

  • Esra Nur Üçkol |

    Sevgili teknoteyzem ne de güzel anlatmışsın, şunu hatırlattı;
    “Herşeye sahiptir Hiçbirşeyi olmayan” , yürekten paylaşımın için teşekkürler…

  • yesim |

    bazen bir film, bazen bir kitap…bu da işte o bazenlerden biri, durup düşündüren, evet yaaaa dedirten, kalemine sağlık…ancak bu kadar güzel ifade edilebilir…

So, what do you think ?