Yine gri günler, yine yağmur, yine soğuklar… Yaz yaşamadan kışa koşmak hiç de adil değil. Depresyona mağlup olmak bize yakışmaz, sarılalım tuşlara. Ne garip kaleme sarılmak eylemini elektronik ortama taşıyıvermek. Tam gün PC kölesiyiz bari bir işe yarasın. 33 yıldır dur durak vermeden çalışıyorum. Seviyorum da çalışmayı, insanlarla bir arada olmayı, elektrik alıp vermeyi, bilgiyi paylaşmayı, konuşmayı, gülmeyi… Nedeni? Bilmem öyle işte. Lise bittikten sonra girdiğim ilk ÜSS sınavının kurbanlarından biriyim. Sorular çalındı diye sınavı yenilediler, aklınız alıyor mu? Ben de şımarık genç kız havalarında “a bir daha giremem tatilimi bozup da dönemem” dedim ve girmedim gerçekten de sınava. O yılı, annemin beni zorla postaladığı “daktilo” “mankenlik” “düzgün konuşma” gibi kurslarla geçirdim. Tabii buhranlı günleri bir daha yaşamaktansa tekrar girdim sınava. Bu kez de rehberlik edecek biri olmadığından 584 fen puanıyla ikinci tercihim olan Boğaziçi Bilgisayar bölümünde paşa paşa okumak varken, ilk tercihim olan Gazetecilik ve Halkla İlişkiler’de okumak zorunda kaldım. Diyeceksiniz ki kendi salaklığın neden yüksek puanlıdan başlamadın yazmaya, haklısınız ama “kader” diye birşey var inanın. Size yolunuzu değiştirten öyle anlar oluyor ki, yıllar sonra geriye baktığınızda seçebiliyorsunuz, gölgeler arasından.
Posts tagged with: Sonbahar