:::: MENU ::::
Posts tagged with: Osman Hamdi Bey

Dostlardan Cumartesi Sürprizi: Miró Sergisi

Dün akşamüstü sevgili dostlar Gaye ve Ümit Atakan kızkardeşlerin hoş bir sürpriziyle “haydi gel sahilde bir çay içeriz” diye evden çıkarılıp Sabancı Müzesi‘nde Miró sergisinde buluverdim kendimi.

20. yüzyılın etkin sanatçılarından Joan Miró’nun sembolleştirdiği “Kadınlar, Kuşlar ve Yıldızlar” Sabancı Holding’in katkılarıyla Sakıp Sabancı Müzesi’nde 1 Şubat 2015’e kadar sergilenecekmiş. Sergide sanatçının olgunluk yıllarına ait yağlıboya ve akrilik tablolar, taşbaskılar ve heykeller de yer alıyor. Barselona’daki Joan Miró Vakfı, Mallorca’daki aile koleksiyonu Successió Miró ve yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miró Vakfı işbirliğiyle gerçekleşen sergide; aile koleksiyonundan eserler ve sanatçıya ait kişisel eşyalar da dünyada ilk defa İstanbul’da sanatseverlerin beğenisine sunulmuş.

miro afis

Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan Miró’nun eserlerinin çoğu, benim izlemekten keyif aldığım tarzda değiller. Mavi zeminli en bilinen tabloları dışında, pek beğenerek seyrettiğim iki duvar halısı ve adını hatırlayamadığım bir matbaanın kuruluş kutlaması için yaptığı tablo dışındakiler sanırım çoğunlukla; ülkesindeki, dünyadaki siyasi olaylara, savaşlara, belirsizliklere duyduğu öfke ve tepkisini dile getirdikleri için bana karanlık, boğucu, hatta rahatsız edici geldiler.

pembeli kadin

En alt katta yer alan ve daha önce de büyük keyif alarak gezdiğim Tanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi sergisini bu kez de Gaye ve Ümit ile yeniden izledim. Pembeli Kadın tablosunun detaylarını yine keyifle seyrettim. Sergide Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmed Paşa, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Fikret Mualla’nın eserleri özellikle dikkat çekiyor.

muzede changa

Biraz dinlenip sıcak birşeyler içmek için Müzede Changa’nın nefis manzaralı terasa bakan masalarından birine oturup, hem sergi ile ilgili gözlemlerimizi karşılaştırdık, hem de leziz birer yasemin çayı içtik. Sevgili Gaye ve Ümit’e bu harika akşamüstü sürprizi için tekrar teşekkür ederim.

Fotograflar yarım akıllı Samsung emekli modeli telefonumla çekildiği için pek iyi değiller, kusura bakmayın 🙂

Sergi ile ilgili detaylara, ziyaret günleri ve saatlerine BURAYA tıklayarak erişebilirsiniz.


Türk resminin 70 yıllık serüveni…

7 Haziran Pazar günü, havanın güzelliğini görünce kendimi dışarı atıverdim. Bebek sahilinde hızlı bir yürüyüşten sonra, Emirgan Sütiş’te hafif bir kahvaltı yapıp, doğruca Sabancı Müzesi‘ne gittim.ssm-1 Hemen önümden kalabalık bir Fransız öğrenci grubu farkedip irkildiğimi gören görevli “dilerseniz önce köşkten başlayın, o arada grup turunu bitirmiş olur sergileri rahatça gezersiniz” dedi. Daha önce görmüş olmama rağmen yine de kalabalıktan sıkılmaktansa köşkten başlamayı tercih ettim.
Fermanlar, hat ve tezhip sanatının en güzel örneklerini inceledim. En üst katta gözüme ilişen asansörü görünce, rahmetli Sakıp Ağa’nın gözleri yaşararak söylediği bir sözü hatırladım “saymakla bitmeyecek param var ama oğlumun yürümesine yardım edemiyor” o muhteşem köşkün içinde yürüme sorunu olan evladı için yapılmış asansör, bana sağlıklı bir evlada sahip olduğum için şükretmemi hatırlatıyordu sanki. Boğazım düğümlendi bir an gözlerime yaşlar doldu, en önemli şey sağlık kabul ediyorum.
Köşkü gezip tekrar sergi alanlarının olduğu bölüme geçtim. İlk sergi “BATI’YA YOLCULUK – Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni (1860 – 1930)” adını taşıyordu. Osman Hamdi Bey, İbrahim Çallı, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran, Namık İsmail, Şeker Ahmet Paşa ve Halil Paşa’nın eserlerini son derece ustalıkla düzenlenmiş alanlarda izledim. Elimdeki broşürde, serginin küretörlüğünü Ferit Edgü’nün yaptığı belirtilmişti. 19. yüzyılın ikinci yarısından 1930’lu yılların sonlarına kadar uzanan dönemi temsil eden Osman Hamdi Bey ve çağdaşlarının tablolarını izlemek pek güzeldi. Her biri çok değerli olan tablolardan bir kaç tanesinin önünden ayrılmam pek de kolay olmadı. Tabii en önemlisi neden olduğunu asla bilemediğim şekilde ben etkileyen “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli Osman Hamdi Bey tablosu oldu.kaplumbaga-terbiyecisi Bu tablonun aslını daha önce Cadı ile Pera Müzesi’nde Akira Kourosawa sergisine gittiğimizde rastlantıyla fark etmiş ve yine uzun süre önünden ayrılamamıştım. Hüseyin Avni Lifij’in “Kız Kulesi”, Namık İsmail’in “Beyaz vazoda çiçekler “, Hüseyin Zekai Paşa‘nın yakacik“Yakacık” ve “Yıldız Parkı” isimli tabloları beni en çok etkileyenler oldu. 30 Haziran’a kadar sürecek bu sergiyi vakit yaratıp mutlaka gezmelisiniz.