3 yıl önce değerli dostum Aleks Kalenderoğlu yollamıştı aşağıda okuyacağınız notları. Bugün de geçerliliğini koruyan önemli bilgiler olduğu için blogdan yazarak sizlerle paylaşmak istedim. Yazıda kullandığım görseli 5 yıl önce Bodrum merkezinde bir akşamüstü yürürken çekmiştim. Gün batımını özellikle Ege’de izleme şansı bulanlar beni çok iyi anlayacaktır. Muhteşem bir doğa olayına tanık olursunuz ve içiniz huzurla dolar.
Sevgiyle ve muhabbetle…
Günümüzde halinden, kendinden, işinden, yaşamından memnun olmayan ancak memnuniyetsizliğini de isimlendiremeyen ve ne aradığını bilmeden bir arayışta olanların çokluğu belli ki bir sektör yaratmış ve bu sektör ‘kişisel gelişim’ adı altında kendi ‘hoca’ ve ‘öğrenci’ sınıfını yaratmış. Hal böyle olunca da etraftaki ‘guru’, ‘master’, ‘spiritüel’ vb sıfatlara sahip, adının önünde, mertebesini gösterir kelimeyi okumak için hecelemeye gerek duyduğumuz insanların sayısında büyük artış olmuş.
Arayışta olan kişinin dikkat etmesi gereken, arayışında kendini bekleyen tehlikelere karşı kendisini uyarabilecek şu noktalara karşı bilgili olmakta fayda var.
1- Yüksek ücret : Bilgi, bilgelik, şifacılık eğitimi vb isimler altında, sadece tekrar sayısını artırmaya yönelik şişirilmiş içeriklerle yüksek ücretler talep edilmesi ve bu türde sözde eğitimler sonunda bu yüksek ücret karşılığında aslında hiçbir anlam ifade etmeyen sertifikalar verilmesi gibi.
2- Fantastik sıfat : Boş kelimeler, şu veya bu tarihi kişinin reenkarnasyonu, bilmem hangi sistemin veya öğretinin en büyük öğretici veya kurucusu gibi birtakım rütbeler ile var olmak gibi.
3- Eleştirilere tahammülsüzlük : Aydınlandığını öne süren, veya spiritüel olarak gelişimini insanlığın faydasına sunduğunu söyleyen rehberlerin pek çoğunun eleştirel soru veya yorumlar karşısında tahammülsüzlük gösterip, sinirli bir şekilde savunmaya geçmeleri gibi
4- Yüzeysellik : Sürekli bilmek ve öğrenmek adına herhangi bir usta ile yeterli vakit geçirmek yerine sürekli olarak öğreti ve usta değiştirmek. Daldan dala konarak daha çok bilmenin, daha çok bilginin güç sağlayacağını düşünerek derinleşememek alışkanlığı gibi.
5- İkiyüzlü davranışlar : Kendi yaşamının her alanına taşımak yerine insanlara öğüt vermek, ne yapılması gerektiğini söylemek, konuşmak, değişik yerlerden alınmış alıntıları kendi fikirleri gibi paylaşmak, kendi anlattıkları ile yaptıkları arasındaki tutarsızlığı saklamak adına yeni ritüeller icat etmek gibi.
6- Manevi maddecilik : Benmerkezci, kendi arzularına odaklanan sistemler kurmak, etrafına bedensel tutkularına hizmet edecek belli bir zümreyi toplamak veya sadece usta veya hocası etraftayken, ya da belirli bir grup içindeyken çalışıyor gibi gözükmek, kendini pohpohlayacak ortamları yaratmak gibi.
7- Kendini dev aynasında görme : BEN konusundaki kör bir adanmışlık ile kurtarıcının, ustanın sadece ve sadece kendisi olduğunu, sadece kendi yolunun doğru olduğu illüzyonunu yaşamak ve diğer tüm alternatifleri aşağılamak gibi.
8- Vaatlerde bulunmak : Girdiği spiritüel yolda tavsiye edilen objeyi satın almanın veya söylenen şu kitabı okumanın ya da söyleneni söylendiği şekilde yapmanın aydınlanma, kendi gerçekleştirme, kendini keşfetme veya ‘alınma’ için gerek ve yeter tek koşul olduğunu söylemek gibi.
9- Öncelik : Kendi dengesini bulmadan, kendi kalıplarından ve ağırlıklarından kurtulmak için çalışmak yerine önce başkaları için çabalamak veya çabalıyormuş gibi gözüküp aslında bu şekilde kendini kurtarmaya çalışırken hep beraber sürükleniyor olmaları gibi.
10- Çabasızlık : ‘kader’ kavramını kendilerince yorumlayıp kişisel çabanın gereksiz olduğu ve başkaları için kendini feda edecek birinin çıkıp onları kurtaracağı ve ‘alınacaklarını’ beklemenin illüzyonu ile bekleyiş içinde olmak gibi.
11- Sonuç ve hedef odaklılık : Kendisine bir hedef belirleyerek başka ustaları, başka öğretileri, yaşanmışlıkları ve tecrübeleri yok sayarak sadece kendi seçtiği yolun kendini hedefine ulaştırabileceği beklentisi içinde kendini köreltme.
Kısaca, Zen izdeşi Pang Yun’un (Hõkoji, 740–808) şiirinde dediği gibi “sıradan biri olmak, ve bu sıradanlığı sürdürebilir kılmak” en önemli ders hepimize.
Zihin huzur içinde olunca dünya da huzur içindedir.
Hiçbir şey gerçek değil, hiçbir şey yok değil.
Gerçekliğe bel bağlamaksızın, beyhudeliğe kapılmaksızın,
Ne mübareksin sen ne de bilge, işine gücüne bakan sıradan bir herif işte.
Aleks Kalenderoğlu Kimdir
1983-1985 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1986-1987 Latin Edebiyatı, 1987-1989 Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümü deneyimlerinden sonra, İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri’nden 1996 da mezun oldu. 1987-2008 arasında çeşitli sektörlerde profesyonel bir yaşamın yanısıra özellikle outdoor sporlar ile amatör ve profesyonel olarak ilgilendi.
2009 da “yavaşlamaya” karar verdi. ‘Enerji Aktarım’ teknikleri ile tanıştı, 2010 da Usui Reiki Master’ı oldu. Daha önceden yapmakta olduğu aikido ve karateden Tai Chi’ye geçiş yaparak 2009 da Sermed Tezel ile Yang stili Tai Chi Chuen çalıştı. Wu Ying Feng ile Tai Chi Chuen Chen stili çalıştı. 2010 da ise Muhlis Partal ile yine Yang stili Tai Chi Chuen çalışmaya başladı …
2010 yılından itibaren Şahbaz Babaoğlu ve Dr. Pasang Arya’dan aldığı Tibet Tıbbı; 2011 yılında Zdenko Domancic’den aldığı Biyoenerji; 2013 yılında Büyük Usta Fu Wei Zhong’dan aldığı Emei Qi Gong eğitimleri tekniklerini ve 2014 yılında 3 yıllık eğitim boyunca Göksel Karabayır ile tamamladığı Konstelasyon Uygulayıcısı tekniklerini kullanarak çalışmalar yaptı.
2015 yılından itibaren Tayland’da bir Theravada Manastırı’nda çömez rahip olarak yaşadı. Evrensel enerjinin yönlendirmesi ile kişisel yolculuğunu sürdürmekte…