Bu günlerde üniversite öğrencisi olan gençler, ne kadar şanslı olduklarının hiç farkında değiller. Öğle saatlerinde, Haliç Üniversite’sinde düzenlenen bir panele katılmak üzere kampüse gittiğimde saatin erken olduğunu gördüm ve beklemek üzere kafeteryaya gittim. Enerjisinin doruğunda, algıları açık, heyecanlı ve coşkulu bir gençlik bulma hayalim, ilk dakikalarda suya düştü. Ortalama bir alışveriş merkezinin yiyecek katından daha geniş bir alana yayılmış kafeteryada her çeşit gıda ve içecek bulunuyordu. Duvarlarda plazma ekranlarda güncel bir müzik kanalının klipleri dönüyordu. Kızların büyük kısmı Nişantaşı, Etiler ve Bağdat Caddesinde görebileceğiniz kadar abartılı şık giyimliydi. Sanırım “aman bir diploma alayım, o arada da hayırlı bir kısmet bulursam ne ala” diye düşünenlerdendiler. Erkeklerin ise çoğunun yüzünde mutsuz bir ifade vardı. Gelecek endişelerini anlayabilirim tabii, ama canları güvendeydi. Okulun kapısından çıkarken bu gün hangimiz kurban seçileceğiz diye düşünmüyorlar. Bunun ne kadar büyük bir şans olduğunu haykırmak istedim onlara. “Kıymetini bilin bu güzel yerleşkenin, keyfini çıkarın en güzel günlerinizin” demek istedim. Boğazıma bir yumru tıkandı, dizlerimde can veren üç arkadaşım aklıma geldi, gözlerim doldu, ağlarım diye ürktüm vazgeçtim. İçimde kalsa beni hasta ederdi, sizlere söyleyip rahatlamaya karar verdim.
Posts tagged with: Haliç Üniversitesi