:::: MENU ::::
Posts tagged with: Atatürk

Türkiye Cumhuriyeti Bir Gecede Kurulmadı

Ne tarafa dönsem bir karamsarlık, bir umutsuzluk görmeye başladım. Bu kadar umutsuz ve karamsar olmamalıyız; elimizde Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere bıraktığı sağlam bir yol haritamız var. Bizlere emanet ettikleri Türkiye Cumhuriyeti bir gecede kurulmadı.
Karşılarına dikilmiş tam donanımlı emperyal ordulara rağmen Atatürk ve silah arkadaşlarının başardıklarını, küçük yaşlarımızdan başlayarak eğitimimizin her adımında öğrendik. Belki yeniden hatırlamamızın da zamanı gelmiştir. Atatürk

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütamı, bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduğunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur.”

“Biz bir amaç takibediyoruz. Bu amacımız öteden beri muhtelif vesilelerle ifade edilmiştir. Ben şimdi de onu tekrar ediyorum: Milletin, devletin bağımsızlığını muhafaza etmek. Bunun içinde namus ve şeref tamamen yer alacaktır. Müstakil olarak milletimizin muayyen hudutlar dâhilindeki tamamiyetini muhafaza etmektir. Bunun için muharebe ediyoruz. Efendiler; memleketimizin ellide biri değil, her tarafı tahribedilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu topraklar üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız. Bundan dolayı iki karış yer işgal edilmiş, üç beş köy tahrip edilmiş diye burada feryada lüzum yoktur. Ben size açık söyliyeyim; efendiler bazı yerler işgal edilmiştir bunun üç misli daha işgal edilmiş olunabilir. Fakat bu işgal hiçbir vakitte bizim imanımızı sarsmayacaktır.” (1920)

“Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini ve kendi saadetini; memleketin, milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. “
25-26 Nisan 1922 Atatürk

“Milletin mukadderatını doğrudan doğruya üzerine alarak karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskaca bir varlık çıkaran meclisimizin, yiğit ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu sevinçle dolu olarak, pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve bağımsızlık fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum. “
1922 (Atatürk’ün S.D. I, S.240)


Muhtaç Olduğumuz Kudret…

Ataturk

İyiye giden bir durum yok, derecesi artan ruh daralmalarımıza her haberle bir çentik daha atılıyor. Geçen yıla oranla minik de olsa bir umut, gençlerin artık olan bitenin ayırdında ve gerektiği durumda tepkilerini gösteriyor olmaları.
Yeni bir yazı yazamadım, geçen yıl yazdıklarımı aşağıya ekliyorum.

Klavye delikanlılığının anlamı yok utanıyorum, bizlere emanet ettiklerini korumayı başaramadığımız için. Hala senden medet ummaya çalışanları gördükçe daha da utanıyorum. Yıllardır olana bitene göz yumanlar, şimdilerde dövünmeye başlamışlar, günaydın mı desem onlara acaba.
Tepki yürüyüşlerinde, protesto mesajlarında destek istediğimde “aman sanki sana kalmış bu işler” diye dalga geçenler bu sabah profil fotografı değiştirme aktivisti olmuşlar ve hala ” ah Atam” diye senden medet umuyorlar.
Bizlere bıraktıklarına sahip çıkamadıkları gibi, anlayıp sindirememişler de söylediklerini. “Muhtaç olduğumuz kudret” in nerede olduğunu da söylemiştin, ama hala seni uyandırmaya çalışıyorlar, kendileri silkelenip ayılmak yerine.
Kadınlarımıza; Avrupa’lı hemcinslerinden çok uzun yıllar önce sağladığın birey olma hakkını elinin tersiyle itmeye çalışan aymazları düşündükçe, utancım daha da artıyor.
Demokratik haklarına sahip çıkmayıp, gölgelere kaçanları, köşelerine sinenleri gördükçe içim acıyor, yumruklarım sıkılı kollarım iki yanıma düşüyor, utanıyorum.
Işıklar içinde yat ve bizleri affet.


Türkiye Cumhuriyeti 90 Yaşında

Ataturk-meclisBu sabah çocukluğumdaki gibi heyecanla uyandım. Rahmetli dedemle birlikte Taksim Meydanı’na gider törenleri izlerdim. Uzun zamandır öyle görkemli kutlamalar ve törenler yapılmıyor artık. Hatta bir Taksim Meydanı da yok, beton yığını bir çirkinlik örneği var.

Kutlama için Bağdat Caddesi çevresinde oturan dostlarımla buluşacağım.
Kutlama yapmak için kimsenin iznine ve icazetine ihtiyacım yok. Emperyalist devletlerin kuyruk acıları nedeniyle silip yok etmeye çalıştıkları bu zaferi; millet olmayı ümmet olmaya tercih edenlere, resmi törenlere katılmamak için hastalık bahanelerine sığınanlara inat, her zamankinden daha coşkuyla kutlayacağım.

Fikri ve vicdanı hür olarak yaşamamı sağlayan Atatürk ve silah arkadaşlarına; kimsenin kölesi olmadan yaşayabilmem için kendilerini siper eden gazilere ve şehitlerimize teşekkür ederim.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 90. yaşı hepimize kutlu olsun.


30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun

Ataturk-meclis

Son yıllarda, unutulması için epey uğraş verilen 30 Ağustos; Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ulusal Bayramı” dır. İlk kez 1923 yılında kutlanan, 1935 yılında resmileşen bu bayram; Dumlupınar’da zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anmak için kutlanan bayramdır. Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve komutasında savaşmış askerlere şükranlarımızı sunduğumuz bayramdır. 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının, işgal kuvvetlerinden geri alındığı gün olarak kutlanır
Kutlamak için kimsenin iznine ve icazetine ihtiyacımız olmayan bu bayramda; hangi ülkede yaşadığınızı, bu topraklar için şehit olan aile büyüklerinizi, ne şartlarla başarılan ve bizlere neredeyse altın tepside sunulan bu özgürlüğü nelere feda edebildiğinizi düşünün.
30 Ağustos Zafer Bayramı hepimize kutlu olsun.

“Beni inkar edeceksiniz…Hatta büştanla (iftirayla) yad edeceksiniz. Hint’e, Yemen’e ve Mısır’a giden fikirlerim, orada filizlenerek gelip sizi boğacaktır.” Mareşal Gazi Mustafa Kemal 8 Mart 1929


19 Mayıs Neden Önemli

Ataturk-meclis

19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gündür. Emperyalist güçler tarafından unutturulup, silinmeye çalışılan, Atatürk’ü anma günüdür. Atamızın; geleceğin ışık saçan çiçekleri olduğuna inandığı ve bütün ümidinin onlarda olduğunu söylediği gençlere armağan ettiği bayramdır 19 Mayıs. İzlerini silmeye çalışsalar da, başaramayacaklar. Dünya liderlerinin örnek gösterdiği Atatürk’e sevgimiz ve saygımız artarak sürecek.

“Muhterem Gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Kazanmak, yenilmek. Size, Türk Gençliği’ne terk edip bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima kazanmaktır ve eminim daima kazanacaksınız. Milleti yükseltmek için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti yükseltmek için dikilecek engellere hep birlikte engel olacağız. Bunun için beyinlerinize, irfanlarınıza, bilgilerinize, gerekirse bileklerinize, pazularınıza, bacaklarınıza başvuracak, fakat sonuçta mutlaka ve mutlaka o amaca varacağız… Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.”

Mustafa Kemal Atatürk
(1923,Tarsus) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 137)


18 Mart 1915 Çanakkale

18 mart
Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

NECMETTİN HALİL ONAN

 


Utanıyorum

Klavye delikanlılığının anlamı yok utanıyorum, bizlere emanet ettiklerini korumayı başaramadığımız için. Hala senden medet ummaya çalışanları gördükçe daha da utanıyorum. Yıllardır olana bitene göz yumanlar, şimdilerde dövünmeye başlamışlar, günaydın mı desem onlara acaba.
Tepki yürüyüşlerinde protesto mesajlarında destek istediğimde “aman sana kalmış ya bu işler” diye dalga geçenler bu sabah profil fotografı değiştirme aktivisti olmuşlar ve hala ” ah sen olsan keşke” diye senden medet umuyorlar.
Bizlere bıraktıklarına sahip çıkamadıkları gibi, anlayıp sindirememişler de söylediklerini. “Muhtaç olduğumuz kudret” in nerede olduğunu da söylemiştin, ama hala seni uyandırmaya çalışıyorlar, kendileri silkelenip ayılmak yerine.
Kadınlarımıza; Avrupa’lı hemcinslerinden uzun yıllar önce sağladığın birey olma hakkını bile elinin tersiyle itmeye çalışanları düşündükçe, utancım daha da artıyor.
Demokratik haklarına sahip çıkmayıp, gölgelere kaçanları, köşelerine sinenleri gördükçe içim acıyor, yumruklarım sıkılı kollarım iki yanıma düşüyor, utanıyorum.
Nur içinde yat ve bizleri affet.


Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun

Bağımsız olmanın kıymetini anlayabildiğimiz tartışılır, anlayabilenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Bizleri dışa bağımlı, üç kuşak ileriye borçla doğan bir toplum haline getirenleri, bıkmadan usanmadan yönetici olarak seçmeye ve alkışlamaya devam edenler oldukça kolumuz kanadımız kırık, ruh halimiz çapraşık, aldığımız terbiyeye isyan ederek yaşar olduk.

Fikri ve vicdanı hür  olarak yaşamamı sağlayan Atatürk ve silah arkadaşlarına; kimsenin kölesi olmadan yaşayabilmem için kendilerini siper eden gazilere ve şehitlerimize teşekkür ederim.

Kutlama yapmak için kimsenin iznine ve icazetine ihtiyacım yok. Emperyalist devletlerin kuyruk acıları nedeniyle silip yok etmeye çalıştıkları bu zaferi; millet olmayı ümmet olmaya tercih edenlere inat, her zamankinden daha coşkuyla kutlayacağım.

Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.


19 Mayıs Kutlu Olsun Hepimize

“Heyecanlarımın babası Namık Kemal’dir. Fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir. İnkilâplarımın babası Tevfik Fikret’tir.” Mustafa Kemal Atatürk 

İzlerini silmeye çalışsalar da başaramayacaklar. Dünya liderlerinin günümüzde bile örnek gösterdiği Ata’ya sevgimiz ve saygımız artarak sürecek.

“Muhterem Gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Kazanmak, yenilmek. Size, Türk Gençliği’ne terk edip bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima kazanmaktır ve eminim daima kazanacaksınız. Milleti yükseltmek için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti yükseltmek için dikilecek engellere hep birlikte engel olacağız. Bunun için beyinlerinize, irfanlarınıza, bilgilerinize, gerekirse bileklerinize, pazularınıza, bacaklarınıza başvuracak, fakat sonuçta mutlaka ve mutlaka o amaca varacağız… Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk
(1923,Tarsus) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 137)


İçimdeki Çocuk, Oğlum ve 23 Nisan


Birazdan içimdeki çocuğu ve oğlumu da alıp 23 Nisan’ı gönlümce kutlamaya gidiyorum. Sizler de öyle yapın lütfen. Çocukları olanlar özellikle sizler, haydi uyanın en güzel giysilerinizi geçirin üzerinize ve çıkın dışarıya. Havanın güzelliğinden de yararlanıp çocuklarınızla çocuk olun, onlara bu bayramın önemini ve neden çocuklara armağan edildiğini de eklemeyi unutmayın. 4+4+4 için söylenen anneler, babalar haydi kımıldayın; kapın çocuğunuzu çıkın dışarı, hem ona hem kendinize hatırlatın çocukluğunuzu. Varsın resmi kutlamaların önünü kapasınlar; meydanlar, parklar, deniz kenarları hala bizim.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun


Sayfalar:1234567