Brian Sanderson… Moran’ın kreatif direktörüydü, tanıdığım en yaratıcı ve en çılgın adamlardan biriydi. Reklam filmlerinin çekim öncesi çalışmaları en heyecanlı ve telaşlı günlerdi. Filmde rol alacak oyuncuların seçiminden, sette kullanılacak malzemelere kadar bir sürü madde sıralanırdı yapılacak işler listelerinde. “Bana beyaz bir TIR gerekiyor” bunu söylediği gün odaya fil girmiş gibi olmuştu. Yıl 1976, memleketteki TIR sayısı sınırlıyken beyaz olanını nerede bulacağız. Üzerine de beyaz bir piyano ve 6 kişilik New Orleans tarzı giysili müzisyenler istermiş. Brian’ın beyaz takıntısı hemen hemen hepimizi çileden çıkaracak noktalara getirmiştir zaman zaman. Hatta kendi adıma, gördüğüm objelerin beyazı da var mıdır acaba diye düşünmeye başlamıştım. Bir başka gün kırmızı spor araba, önünde de kartal resmi olsun diye tutturur. Bulundu hepsi, filmlerde de kullanıldı. TIR’ını beyaza boyadığımız zarif beyefendi sanırım bizlere acıdığından dava filan açmamıştı. Çekim ekibinin tümü ve görüntü yönetmenleri olarak genellikle yerli isimlerle çalışılırdı. Yabancı prodüksyonlu filmlerde ise sevgili Cengiz Tacer, Paris’ten gelir kamera arkasına geçerdi. O günlerin en çok film çeken ajanslarından biriydik. TRT’nin bir filmi uzun süre gösterilmesini uygun bulmadığı zamanlardı. TRT o günlerde daha da sinir bozucu bir kurumdu. Tekeldi çünkü. Hele sansür kurulu, dağlara taşlara bir durumdaydı. O günlerde en büyüğü 61 ekran olan TV lerde izlenecek filmlerin sansür kontrolleri, Ankara Arı Sineması’nın dev perdesi gibi bir perdede izlenerek yapılıyordu. Böylece ufacık bir falso bile deve dönüşüyordu. Rahmetli Rasin Baba (Yenen) zaten asabi bir adamdı, TRT temsilcimiz ile konuşurken yakınında olmamak için hepimiz çeşitli bahaneler bulurduk. Zıvanadan çıkarırlardı adamcağızı. En traji komik anımız Ambre Solaire güneş yağı için büyük prodüksyonlarla ve tabii yabancı modelle çekilen filmin Ankara’dan red yemesiydi. Sebep mi? Modelimizin pübik tüyleri görünüyormuş. Düşünün kelli felli adamların, Türkiye’nin en büyük ekranında üstelik de kare kare dondurarak izledikleri filmde buldukları sakınca buydu. Rasin Baba’nın bayramlık ağzı açılmış, kapağı açılmadık bütün küfürleri etmişti. Haklıydı. Bikini giyecek bir modelin pübik tüylerinin görünmesi teknik olarak mümkün değildir. Kaldı ki Brian gibi bir çılgın yönetirken öyle bir model olamazdı zaten. Neyse tabii, hemen film geri getirtildi, bir iki montajla geri yollandı. Ne zaman Ambre Solaire ambalajı görsem o günler aklıma geliyor.
Posts tagged with: Ambre Solaire