:::: MENU ::::

Kitap Önerisi: #WiseGuy #GuyKawasaki

Guy Kawasaki’nin son yıllarda yayınlanan her kitabını okudum. Yeni kitabı Wise Guy’ı da henüz yayınlanmadan okuyan şanslılardan biriyim. 2008 ekiminde tanışma ve karşılıklı sohbet etme fırsatı bulduğum Kawasaki, alçakgönüllülüğü ve cana yakınlığıyla aklımda yer etti. Son kitabı Wise Guy’ı okurken yaşadıklarından dersler çıkarıp her daim kendini geliştiren, esprili, öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeyen bu hayat dolu adama bir kez daha hayran oldum.

Hikaye anlatıcılığını önemseyen Kawasaki okurlarına da bunu söylüyor; ‘Her zaman hikayeler anlatın. Anahtar noktalarınızı göstermek için hikayelerinizi kullanın. Hikayeler, “devrimci”, “yenilikçi” ve “havalı” gibi saçma sıfatlardan on kat daha güçlüdür.’

60 yaşında surf yapmayı öğrenen Kawasaki bana harika bir örnek oldu, yıllardır hayalini kurduğum yelkene çıkma fikrine yeniden ve ciddiyetle bakmaya başladım.

‘Bolca okuyun. Harika yazarlar harika okuyuculardır. Başkalarının yazıları size ilham verebilir, motive edebilir ve yazabilmeniz için gerekli cesareti bulmanıza yardım edebilir. ‘ Bu satırlar da bana uzunca süredir ihmal ettiğim bloğuma yeniden dönmemi hatırlattı.

Kitapta çok sevdiğim şeylerden biri de ailesine nasıl önem verdiği. Ailesi ve çocukları hakkında yazdıklarını okurken ne kadar gurur duyduğunu hissedebiliyorsunuz.

Etkilendiğim bir diğer nokta da, karşısına çıkan fırsatları nasıl değerlendirdiği ve bu fırsatlar için ne kadar minnettar olduğuydu.

Esprili anlatımı, nefis öneriler veren, yaşama bağlılığı onurlandıran bu kitabı mutlaka okuyun. İngilizce bilenler aşağıya iliştireceğim linkten hemen sipariş verebilirler. Dilımize çevrilmesi ne zaman olur, hangi yayınevinden çıkar henüz bilemiyorum, öğrenebilirsem yazıya link verir güncellerim.

Sevgiyle ve muhabbetle…

Guy Kawasaki… O bir ünlü, ama alçakgönüllü ve güleryüzlü

Wise Guy Amazon linki  https://www.amazon.in/Wise-Guy-Lessons-Life/dp/B07NJ6M997/ref=sr_1_2


Merhaba 2019

Giden yılı uğurlarken, 2019’un getireceklerine keyifle hazırlanalım birlikte. Her sabah yeniden uyanıyorsak umudumuzu kaybetmeyelim. Sağlıkla nefes aldığımız her an, zorluklarla başa çıkmaya niyet edelim. Varlığına şükrettiğimiz her şey ve sahip olduklarımız için teşekkür edip, güzellikleri görelim. Kalplermizi nefretten uzak tutup, sevgiye daha çok yer açalım. Karşılık beklemeden sevelim. İnsanları incitmemeyi deneyelim, olur da incitirsek nazikçe ve dürüstçe özür dileyebilelim. Geçmiş olaylardan ders alalım, ama geçmişe takılı kalmayalım. Güneş her gün yeniden doğuyor, daha iyi günler yaşamak elimizde.

Onurumuzla, sahip olduklarımıza şükrederek, anlamsız hırslardan arınarak, bebekler gibi kibirsizce, her sabah daha da yenilenerek, “az tüketip, çok türeteceğimiz”, barış içinde “bir orman gibi hür ve kardeşcesine” yaşayacağımız; bedenlerimizin sağlıklı, ruhlarımızın hep genç kalacağı, bereketli, huzurlu, güzel bir yıl olsun 2019.
Sevgiyle ve muhabbetle…

Görsel kaynağı: https://www.pinterest.com.au/pin/25966135336065474/


Yeni yıl hediyeniz #KEDV bağış sertifikası olsun

Yeni yıla girerken sevdiklerinize kutlama mesajınızı #KEDV bağış sertifikasıyla ulaştırın, beraber eşitsizliklerin ve yoksulluğun olmadığı bir toplum hayaline bir adım daha yaklaşalım.

Bağışınız dar gelirli kadınların yaşamlarını, toplumlarını ve dünyayı dönüştürmelerine destek olacak. Daha çok kadın dayanışmayla üretecek, ekonomik ve sosyal hayata katılacak.

Dijital ve isme özel olarak hazırlanmış sertifika seçenekleri için BURAYA tıklayın, kutlama mesajınız sevdiklerinize hızla ulaşsın.

2019’da desteğinizle yoksulluğun, eşitsizliğin olmadığı bir dünya hayaline bir adım daha yaklaşmak dileğiyle.
Sevgiyle ve muhabbetle…


Yırca Köyü Kadınları İçin İmece Çağrısı

Merhaba değerli dostlarım; Good4Trust Üreticisi olan Yırca Köyü Kadınlarının önemli bir çağrısı var, bu özel çağrıyı sizlere duyurmak, el emeği göz nuru ürünlerinin daha çok kişiye ulaşabilmesi için sizlerden de bu yazıyı dostlarınızla ve kurumsal şirketlerde bu bilgiyi değerlendirebilecek kişilerle paylaşmanızı rica etmek istedim.
Sevgiyle ve muhabbetle…

“Yeni bir yıl geliyor. Bizi şimdiden, dört yıllık serüvenimize, bir yenisini daha eklemenin heyecanı sardı 🙂

Bu mücadelede, çok güzel günler geçirdik. Dayanışmamız sembolleşti. Zor günlerin üstesinden de bir arada gelmeyi başardık.
Şimdilerde, yine biraz zordayız esasında. Bu, aynı zamanda bir imece çağrısı.

Pek sesimizin çıkmadığı günlerde çok çalıştık ve taş evimizi yenilemeyi başardık. Sabunevine ruhsat aldık. Artık işlerimiz resmi. Bu zaman zarfında, inşaat işleri ve bürokratik işler derken, madden ve manen epey zorladık. Çalıştık, ürettik, kazandık ama hep harcadık…
Şeffafızdır, işletmemizde son 1000 liramız kaldı, 2250 lira da borcumuz var 🙂

Düzenli satış yapabilmemiz için her şey hazır. Organizeyiz, kendimizi de geliştirdik. İlk iş borçları ödemek ve bütçeyi toparlamak.
İmecemize gel ve bize yeniden yürek ver:

• > > > > > Yılbaşı için henüz siparişimiz yok. Bireysel ya da kurumsal hediyeliklerde bizi unutma. Belki tanıdıklarına bilhassa kurumsal anlamda önerebilirsin.
• > > > > > Satış kanalları konusunda çalışıyoruz. Bu konudaki önerilerin ve desteklerin bizim için çok değerli. Oteller uygun olabilir belki. Aklına bir şey gelirse lütfen ses et 🙂
• > > > > > Bütçe sıkıntımızı aşmamız için bağış yoluyla da katkı sunabilirsin. Köy derneğimizin yönetim kurulu artık biz kadınlarda. Derneğe bağış da alabiliyoruz 🙂

Ürünlerimizi e-ticaret sayfamızda güncelledik. İncelemek ve sipariş vermek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsin. Birkaç gündür sosyal medyada canlandık ve dönüş almaya da başladık. Sen de paylaşır mısın? Minik ama çok işe yarıyor 🙂

• E-ticaret Sayfamız : https://good4trust.org/yircahanimeli
• Facebook Sayfamız : https://www.facebook.com/yircahanimeli
• Instagram Sayfamız: https://www.instagram.com/yircahanimeli

Köye bekliyoruuz.
-Mantarlar çıkıyor bak, pideler de pişiyor :)-

Yırca Köyü Üretici Kadınları”


Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald

Warner Bros davetiyle izleme şansı buldum “Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald” filmini. Gösterime girmeden önce üzerinde epey konuşulan, Harry Potter fanlarının merakla beklediği, bazı eleştirmenlerin J.K.Rawlings’in George Lucas’ın yolunda hızla ilerlediğinin altını çizdiği bir film bu. Sizleri bilmem ama filmden çıktığımda 2020 de gösterime girmesi planlanan devam filmini heyecanla beklemeye başladım. 16 Kasımda gösterime girecek bu filmi mutlaka izleyin (imkan varsa Imax izlemenizi öneririm ) Eddie Redmayne, Johnny Depp ve Jude Law’ı aynı karede keyifle izleme fırsatını kaçırmayın derim. Iyi seyirler…

Filmin web linki:https://www.fantasticbeasts.net
Görsel kaynağı: https://www.theverge.com/2017/11/16/16665378/fantastic-beasts-the-crimes-of-grindelwald-harry-potter-jk-rowling
IMDB linki: https://www.imdb.com/title/tt4123430/


10 Kasım – Ulu Önder Atatürk’ü Saygıyla Anıyoruz…

Atatürk’ü yok sayanlara, adını ve yaptıklarının izlerini silmeye çalışanlara inat, sözlerini ve öğrettiklerini paylaşmaya devam.

“Büyük olmak için hiç kimseye dalkavukluk etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın.

Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.

Herkes sana karşı çıkacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır, fakat sen buna dayanıklı olacaksın, önüne sonu gelmeyen engeller çıkacaktır.

Kendini büyük değil; küçük, zayıf, kimsesiz ve araçsız kabul edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanmış olarak bu engelleri aşacaksın.

Bundan sonra da sana “BÜYÜKSÜN” derlerse bunu söyleyenlere güleceksin!. “

Mustafa Kemal Atatürk

 


29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

Yarın 29 Ekim 2018. Cumhuriyetin ilanından bu yana 95 yıl geçmiş. Kıymetini anlayabildiğimiz tartışılır bağımsız olmanın, anlayabilenlerin sayısı her geçen gün azalıyor.

Emperyalist devletlerin emir kulları eliyle silip yok etmeye çalıştıkları Cumhuriyeti; millet olmayı ümmet olmaya tercih edenlere inat, her zamankinden daha coşkuyla kutlayacağız.

Fikri ve vicdanı hür olarak yaşamamızı sağlayan Atatürk ve silah arkadaşlarını; kimsenin kölesi olmadan yaşayabilmemiz için kendilerini 7 düvelin askerine siper eden gazilerimizi ve şehitlerimizi minnetle anıyoruz.

Karşılarına dikilmiş tam donanımlı emperyal ordulara rağmen; Atatürk ve silah arkadaşlarının başardıklarını, küçük yaşlarımızdan başlayarak eğitimimizin her adımında öğrendik. Yeniden hatırlayalım:

“Biz bir amaç takibediyoruz. Bu amacımız öteden beri muhtelif vesilelerle ifade edilmiştir. Ben şimdi de onu tekrar ediyorum: Milletin, devletin bağımsızlığını muhafaza etmek. Bunun içinde namus ve şeref tamamen yer alacaktır. Müstakil olarak milletimizin muayyen hudutlar dâhilindeki tamamiyetini muhafaza etmektir. Bunun için muharebe ediyoruz. Efendiler; memleketimizin ellide biri değil, her tarafı tahribedilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu topraklar üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız. Bundan dolayı iki karış yer işgal edilmiş, üç beş köy tahrip edilmiş diye burada feryada lüzum yoktur. Ben size açık söyliyeyim; efendiler bazı yerler işgal edilmiştir bunun üç misli daha işgal edilmiş olunabilir. Fakat bu işgal hiçbir vakitte bizim imanımızı sarsmayacaktır.” (1920 Atatürk)

“Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini ve kendi saadetini; memleketin, milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. “ 25-26 Nisan 1922 Atatürk

“Milletin mukadderatını doğrudan doğruya üzerine alarak karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskaca bir varlık çıkaran meclisimizin, yiğit ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu sevinçle dolu olarak, pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve bağımsızlık fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum. “ 1922 (Atatürk’ün S.D. I, S.240)


Sen Değiş, Dünya Değişsin #yeryüzüdiyeti

Dün Instagram’da Slow Food Youth Istanbul hesabının paylaşımında gördüğüm bir bilgiyi sizlere aktarmak istiyorum. Birleşmiş Milletler İklim raporunda da göreceğiniz üzere dünya hızla ısınıyor ve en büyük sebebi de insanların umarsızca yaşamaları. Değişim kendimizden başlamadıkça sürdürülebilir olamıyor ne yazık ki. Önce bizler bir adım atalım ve başlayalım, değişip dönüşelim ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakalım. Değişmek dönüşmek zorundayız başka yolu yok. Alışkanlıklar değişmeli! Sürdürülebilir, sömürüsüz bir hayat mümkün. Tüketici değil, türetici olmayı seçerek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak mümkün. Karbon ayakizi nedir, nasıl azaltırız, nasıl katkı sağlarız, sıfır atık nasıl yaşanabilir diye düşünmek için hala geç değil. Haydi dostlar daha güzel bir dünya için çaba harcamaya, bir adım atmaya başlamanın tam zamanı.

Slow Food Youth Istanbul diyor ki:

Dünya endüstri öncesi sıcaklık seviyesinden 1C derece daha sıcak ve IPCC’nin raporuna göre bu sıcaklığı maksimum 1.5C derece de tutmamız gerekiyor ve bunun için önümüzdeki 12 yıl çok kritik. Soframıza neyi nereden nasıl koyduğumuz ve tüketim miktarımız çok önemli. Bizim bir yeryüzü diyetimiz var yarın başlıyor, daha sürdürülebilir bir gelecek için denemeye var mısınız? Bu yıl yerel, etsiz ve sıfır atık ile bu diyetimizi uygulamaya çalışacağız üçü birden veya size uyanı da elbet seçebilirsiniz. “Unutmayalım asıl karşılaştığımız zorluk dünyayı değiştirmek değil, değişime kendimizden başlamak.”Sesimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermek  için  #yeryüzüdiyeti , #foodforchange ve #food4change  etiketleriyle paylaşım yapmayı da unutmayalım. ”

https://www.instagram.com/slowfoodyouthistanbul/

Food for Change


Bizler Değişirsek Dünya Değişir #VeganOl

2014 yılı Haziran ayında beslenme biçimimi değiştirdim. Tanıyanlar bilir, çok uzun yıllardır hayvanlardan yapılan ve hayvanlar üzerinde test edilmiş ürünleri kullanmıyorum, etik olarak vegan hayata hazırdım da bir türlü tam anlamıyla hamle etmemiştim. Çocukluğumdan beri kendimden küçük hayvanları ve deniz ürünlerini tüketmedim, ama çok fazla sığır eti, peynir, yumurta ve yoğurt tükettim, pişmanlıkla itiraf ediyorum. (Aşağıdaki foto, sevgili Şeyda Taluk’un instagram hesabından alıntıdır)

Vegan hayat ile ilgili çok sayıda yerli ve yabancı kaynağı inceledim, notlar aldım, videolar ve filmler izledim. Peynir, yoğurt ve yumurtadan kolayca vazgeçebilmemi de o videolara ve filmlere borçluyum. Yıllarca kulaklarımı tıkayıp, gözlerimi yumduğum için kendime epey kızdım. Nasıl bir aymazlıktı benimki, bütün memelilerin sadece anne oldukları zaman süt salgıladıklarını görmezden gelebilmiştim. Vahşi kapitalizmin zavallı inekleri birer süt musluğuna döndürmek için suni döllediğine tanık olmak kesinlikle aklımı başıma getirmişti. Hele minicik dananın bir yudum anne sütü içemeden sürüklenerek mezbahaya gönderilmesi kanımı dondurmuştu. Aynı şey yumurta konusunda da geçerliydi tabii. Hayvansever olduğuna inanan ama “ay peynirsiz, yoğurtsuz yaşayamam” diyenlerdenseniz, işin etik tarafını düşünmek ve incelemek en büyük yardımcınız olacaktır. Ozellikle taciz ve tecavüz olayları konusunda hassas davranıp, hala hayvan sömürüsünün varlığını kabullenemeyenleredir sözlerim, siz değişirseniz dünya da değişir. Yeni doğmuş süt danasını annesinden ayıran hain adamın, komşusunun çocuğuna tecavüz etmesi ona gayet normal gelecektir. Her fırsatta ava çıkan kana susamış adamlara da savaşlar garip gelmez tabii, ölümü onurlandırır onlar, hayatı değil.

8 şubat gününden başlayarak bilgi paylaşan sevgili Zülal Kalkandelen hayvan sömürüsünün en korkunç haline dikkat çekmeye çalışıyordu. Brezilya’dan gemilere tıkılıp getirilen pislik içindeki hastalıklı hayvanlarla ilgili ana akım medyada ses yoktu tabii. Hal böyle olunca sokaktaki insanların da olanlardan haberi olamadı. Bu hastalıklı, pislik içindeki hayvanları “aman ucuz et” diye kapıştı binlerce insan. Sonra da şarbon haberleri çıkınca herkes pek hayret ediverdi nedense.

Sistemin ezberlettiklerini unutun, bitkisel protein her insana yeter, çocuklarınıza da. Anne sütünden kestiğiniz çocuğunuza, bir başka annenin yavrusuna ait sütü vermekte beis görmüyorsanız, yavrunuzu severek uyuturken ne yaptığınızı bir daha düşünün bu akşam.

Son 15 yılda her yanı saran döner, hamburger, filanca-et ticarethanelerinin sayıları arttıkça kana susamışlık da artıyor, süt ürünleri tüketimi arttıkça ticarethaneler daha çok hayvana tecavüz etmeye başlıyor, eşzamanlı olarak kadınlara ve çocuklara tecavüz de artıyor hala farkında değil misiniz? Mezbahalarda yaşanan vahim görüntüleri izleyin, yavrusu doğar doğmaz sütü sisteme verilsin diye kendisinden ayrılan ineğin acılı çığlıklarını dinleyin, içinize siniyorsa gördükleriniz ve duyduklarınız ne diyebilirim bilemedim. Garibanlara çatalınızı sallayıp onlara yaşattığınız korku ve acının sinmiş olduğu etleri ve süt ürünlerini tüketirken sevgili Zülal Kalkandelen’in 2 önemli sorusunu hatırlatın kendinize:

-bu korkunç zulmü destekleyen bir insan olmak istiyor muyum?
-21.yüzyılda insan olmak, bu kadar aşağı bir seviyeye inmek midir?

Değişmek dönüşmek zorundayız başka yolu yok. Alışkanlıklar değişmeli! Sürdürülebilir, sömürüsüz bir hayat mümkün. Tüketici değil, türetici olmayı seçerek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak mümkün. Karbon ayakizi nedir, nasıl azaltırız, nasıl katkı sağlarız diye düşünmek için hala geç değil. Haydi dostlar daha güzel bir dünya için çaba harcamaya bir adım atmaya başlamanın tam zamanı. Hayvansal ürünler tüketmeyin, sadece yeme-içme konusunda değil; günlük hayatta kullandığınız giyimden, makyaj malzemesine, mobilyaya her ürünü titizlikle seçin, dünya sadece bizim değil farkına varalım. Et, süt, peynir, yumurta, yoğurt, bal hepsi hayvanlardan üretilir. Mesela yarın sabah kahvaltı ederken bunları tüketmeyerek, güne daha iyi yürekli bir insan olarak ve kendinizle gurur duyarak başlayabilirsiniz. Sizler hayvan sömürüsüne göz yumup destekledikçe ve aradaki bağlantıyı görmemekte direndikçe; ne savaşlar, ne ölümler, ne de tecavüz olayları azalıyor. Iyileşme, sistemin size ezberlettiklerine sırtınızı dönebildiğinizde başlıyor.
Sevgiyle ve muhabbetle…

Işinize yarayacak kaynakları dikkatle inceleyin lütfen. Vegan Beslenme tablosunun her ikisini de mutlaka kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde tutun.

http://abolisyonistveganhareket.org/nedenveganlik                                                                                  Gary Yourofsky https://www.youtube.com/watch?v=U5hGQDLprA8
https://www.cumhuriyetkitap.com.tr/vegan-devrimi-ve-hayvan-ozgurlugu
http://veganizm.blogspot.com
https://www.vegandukkan.com

Vegan Beslenme tablosu 1

Vegan Beslenme tablosu 2


Ocean’s 8 #oceanseight

Geçtiğimiz cuma, Warner Bros davetiyle izledim Ocean’s 8 filmini. Yönetmenliğini Garry Ross’un yaptığı, müzikleri Daniel Pemberton, görüntü yönetmenliği Eigil Bryld imzası taşıyan bu eğlenceli film tam bir şöhretler geçidi. Başrollerde Sandra Bullock, Cate Blanchett, Anne Hathaway, Mindy Kaling, Sarah Paulson, Awkwafina, Rihanna ve Helena Bonham Carter var. Elliott Gould, Richard Armitage, Dakota Fanning, James Corden , Katie Holmes, Kim Kardashian ve hatta Matt Damon da arada gözünüze çarpan ünlüler.

Ocean’s 8 de Ocean’s Eleven ile aynı şekilde açılıyor. Debbie Ocean (Sandra Bullock) kusursuzca yalan söyleyerek şartlı tahliye ediliyor ve hapishaneden ayrılıyor, tıpkı Ocean’s Eleven’daki ağabeyi Danny Ocean (George Clooney) gibi.

Debbie Ocean hapiste olduğu beş yıl, sekiz ay, 12 gün boyunca hayatının en büyük soygununu tasarlıyor. Kendi alanının en iyisi olan yetenekli kadınlardan oluşturduğu ekip ile piyasa değeri 150 milyon dolardan fazla olan bir kolyeyi çalmaya hazırlanıyor. Buradan sonrası ipucu içerebilir, en iyisi siz bu haftasonu kendinize vakit ayırın ve müzikleriyle, zengin kadrosuyla göz dolduran bu eğlenceli filmi izleyin.
Hepinize iyi seyirler

Filmin web sitesi
http://www.oceans8movie.com


Sayfalar:1...6789101112...61