:::: MENU ::::

Mare Nostrum

En uzun koşuysa elbet
Türkiye’de de devrim
o, onun en güzel yüz metresini koştu
en sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…
en hızlısıydı hepimizin,
en önce göğüsledi ipi…
Acıyorsam sana anam avradım olsun
ama aşk olsun sana çocuk,
aşk olsun…

Can Yücel

Deniz


Yaşlanmak

Yaşlanmayı; gençliğin yitişi değil de fırsatların ve gücün yeni bir aşaması olarak kabullenmek huzur verici olacaktır.


Dün akşam okuduğum yabancı bir makalede buldum bu cümleyi, çok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgi ve ışıkla kalın

Hamiş: Fotografın konuyla ilgisi yok, renkler içimizi açsın diye 2009 ocak ayında çektiğim bu kareyi seçiverdim.


BenQGH700 ile CupCake Keyfi

Günlerdir canıma okuyan saman nezlesinin kaçırdığı keyfimi, sevgili Ayşem’in daveti yerine getiriverdi. Pasta Malzemeleri‘nin rengarenk ortamında hazırlanan tezgah başında toplananlar arasında Devlatşah, Handem, Nilay, Dilara, Esra, Bengü, Utku ve Billur vardı. BenQ‘nun yeni ürünü GH700 kamera bahane, cupcake yapmaya çalışmak şahaneydi. Eğlenceli bir etkinlik için her detay düşünülmüştü. Sufi’nin katılımıyla iyice şenlenen ortamda, esprilere kahkahalar eklendi durdu.
BenQ ekibinin sıkmadan, kasmadan keyifle anlattığı ürünleri heyecanla beklemeye başladım. Favorilerim; başta tabii ki günün yıldızı BenQGH700, sonra rengine ayrı bayıldığım mini scanner ve benim göstergeç adını uygun bulduğum Joybee GP2 oldu. 
Un, yağ, yumurta, oda sıcaklığı, şekeri şöyle koy cümlelerinde ben kayboldum. Sufi’nin gülücükleri daha çok ilgimi çekmişti. Karışımın mis gibi kokusuyla kendime geldiğimi itiraf ediyorum. Krema torbasıyla kağıt kaplara paylaştırılan iki değişik renk hamur fırının yolunu tuttu, biz de başladık kremanın hazırlanışını izlemeye.  

Benim için en heyecanlı bölüm şimdi başlıyordu. Sabah erken saatlerde Foodie sayfalarından birinde gördüğüm çift renkli krema süslemesi nasıl oluyor diye merak ederken Ayşem’in harika sürpriziyle karşılaşmak pek hoştu. Bizlere çift renkli krema süslemesi öğretti. Tamam, benim süslemem biraz şekilsiz oldu ama ne de olsa kuzguna yavrusu Anka görünüyor.
Teşekkürler BenQ Türkiye ekibi, harika bir etkinlikti. Teşekkürler Ayşemim Milli Şefim; büyük bir sabırla hepimizin zevzekliklerine katlandığın ve bize minik sırlar öğrettiğin için.


Yeni Medya Konferansını Kaçırmayın

Yeni Medya konusunda İstanbul’da katılabileceğiniz en kapsamlı etkinliklerden biri olan Yeni Medya Konferansı; 26 Nisan Perşembe günü Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde düzenleniyor. Bu konuyu merak edenler, kendini geliştirmek isteyenler, öğrenciler ve özellikle Sosyal Medya’ya gönül verenlerin mutlaka katılması gereken bir etkinlik olacak.
4 yıl önce internet paylaşımlarıyla ve blog yazılarıyla takibe aldığım, sonra çeşitli etkinliklerde harika sohbetiyle ve güler yüzüyle tanıma şansına eriştiğim, değerli dost İsmail Hakkı Polat Üstadım sayesinde haberdar olduğum bu etkinliğin; onun önderliğinde heyecan verici bir maraton olacağına inanıyorum. Kendinize bir iyilik edin hemen ŞURAYA tıklayarak bu konferansa kaydolun; reklam, halkla ilişkiler, ticaret, kültür-sanat, eğitim ve sosyal bilimler alanlarında hızla dönüşümü tetikleyen Yeni Medya kavramının neden olduğu bireysel, sosyal, ekonomik, politik ve hukuksal değişimleri alanın öncülerinden ve akademisyenlerden dinleyin.


İçimdeki Çocuk, Oğlum ve 23 Nisan


Birazdan içimdeki çocuğu ve oğlumu da alıp 23 Nisan’ı gönlümce kutlamaya gidiyorum. Sizler de öyle yapın lütfen. Çocukları olanlar özellikle sizler, haydi uyanın en güzel giysilerinizi geçirin üzerinize ve çıkın dışarıya. Havanın güzelliğinden de yararlanıp çocuklarınızla çocuk olun, onlara bu bayramın önemini ve neden çocuklara armağan edildiğini de eklemeyi unutmayın. 4+4+4 için söylenen anneler, babalar haydi kımıldayın; kapın çocuğunuzu çıkın dışarı, hem ona hem kendinize hatırlatın çocukluğunuzu. Varsın resmi kutlamaların önünü kapasınlar; meydanlar, parklar, deniz kenarları hala bizim.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun


Seviyorum Seni İstanbul

Bütün çirkinleştirme hamlelerine gururla karşı koyan bu şehri seviyorum. Değişik açılardan bakıp hayranlığımı sürdürürüyorum.
Şimdilerde İstanbul’un özellikle Boğaz kıyısının en güzel zamanları, kendinize fırsat yaratın bu güzellikleri sindirin. Çarıklı erkan-ı harbin ne zaman perişan edeceği belli olmaz. Baksanıza, Donald Amcaya Boğaz’da otel izni vermeye hazırlanıyorlar.    

Yalıların zarif mimarisinin karşısına, geçmişi olmayan tapon Amerikalı’nın zevksiz binasını konduracaklar. Kendilerinin de geçmişi yok, zaten o nedenle bu kadar zevksiz ve haşinler, bu güzel şehirden her fırsatta intikam alıyorlar.   
İstanbul da onlara inat, her bahar daha bir vakur, daha bir güzel oluyor.


Boğaz manzarası, Neşe Erberk ve Nivea Vital

13 nisan cuma öğleden sonra Radisson Blue otelinin muhteşem manzaralı salonunda Nivea Vital’in verdiği bir bilgilendirme toplantısına katıldım.
Hem Türkiye, hem Avrupa Güzeli olan Neşe Erberk’in tanıtım yüzü olduğu Nivea Vital ürünleri hakkında bilgi edinmek, dostlarla sohbet şansına bir de doyumsuz İstanbul manzarası eklenince onüçüncü cuma efsanesi olumlu yönde değişiverdi 🙂 Trafik nedeniyle biraz geç kalınca diğer masalarda yer kalmamıştı ben de Neşe Hanım’ın yanına oturdum. Hem eski günlerden yad ettik, hem günümüzde yaşanan zorlukları gözden geçirdik. Aktif olarak iş hayatındayken Neşe Hanım’ın ajansıyla çok çalışmıştım, kendisiyle bu kadar uzun sohbet şansım o zamanlar olmamışt,ı ne kadar güzel bir kadın olduğuna bir kez daha tanık oldum o gün. Yıllara meydan okuyan müthiş genlere sahip olmasının yanında, gayet de bakımlı bir kadın. 4+4+4 için o da ateş püskürüyor ve yapılacak her etkinliğe, toplantıya gönüllü olarak destek veriyor.  
Gelelim günün nedeni olan Nivea Vital ürünlerine. Kırışıkları azaltan, cildi sıkılaştıran, yaşlılık lekesi ve ton farklılığı oluşumunu önlemeye yardım eden, cildi besleyen, kısaca komple yaşlanma karşıtı bakım sağlayan VITAL Multi Active, cildini zamana teslim etmek istemeyen kadınlar için başarılı ürünler olmuş. Bu seride yer alan gündüz kremi, güneş koruma faktörü 12 sayesinde, zararlı UVA ve UVB ışınlarına karşı adeta bir kalkan görevi görüyormuş. İçeriğindeki soya özüyle, hücre metabolizmasını harekete geçiren VITAL Multi Active, cildin kolajen üretimini ve Hyaluronik Asit seviyesini artırmaya yardımcı oluyormuş. Kendi ağırlığının birkaç katı kadar nemi hapsedebilen Hyaluronik Asit, cildi derinlemesine nemlendirip derin kırışıkları doldururken, kolajen cilde elastikiyet ve sıkılık sağlıyormuş. Gece kremi gece boyunca cildin yenilenmesini destekleyerek dinlenmiş bir görünüm kazandırırken, göz kremi ise hassas göz çevresine özel bakım sağlıyormuş.  

Çıkışta bizlere hediye edilen ürünlerden gece kremini hemen denemeye başladım 5 gecede mücize olmasa da cildimin elastikiyetinde gözle görülür ve hissedilir bir değişim var. Gündüz kremi ve göz kremini ise kız kardeşime devrettim, o da deneyip bana gözlemlerini anlatacak.
Cilt bakım ürünlerinde en etkili sonuçların doğru kullanım ile 28 gün içinde alınacağını belirten Neşe Erberk; 120 yıl yaşamaya karar vermiş, hatta masada sohbetimize devam ederken beni de ikna etmeye çalıştı, “bundan sonraki 55 yılı daha eğlenceli ve bereketli yaşayacaksam neden olmasın” dedim 🙂


Modern Meyhanenin ilk örneği: Safi Meyhane

Geçtiğimiz günlerde Zarakol ekibinin davetlisi olarak pek keyifli bir etkinliğe katıldım. TURAD önderliğinde ve Yeni Rakı ana sponsorluğunda başlatılan Meyhane Modeli Projesi’nin, Modern Meyhane konsepti altındaki ilk örneği olan “Safi Meyhane” Şişhane metro çıkışında olması bakımından da benim için ayrı bir yere sahip. Trafiğe söylenmeden gidebileceğim, keyifle vakit geçirip, geç kalmadan da eve dönebileceğim bir mekan.
Uzun zamandır görmediğim dostlarla sohbet edip, yenilerini tanıyıp bir de üstüne enfes mezeler deneyimlediğim bir geceydi. Mey İçki Kategori Geliştirmeden Sorumlu Pazarlama Müdürü Ceylan Ayık kısa bir konuşma yaparak bizlere; Yeni Rakı’nın, kültür ve turizm alanında sayısız projeyi hayata geçirdiğini ve pek çok projenin de destekçisi olduğunu anlattı.
Meyhaneler gibi bir değerin standartlarını iyileştirmek ve yeni nesle bu zengin geçmiş ile Türkiye’nin yeme-içme kültüründeki yerini doğru bir şekilde tanıtmak ve yaşatmak amacıyla hayata geçirilen Meyhane Modeli Projesi’nde, sıfırdan bir mekan açmak isteyen ve/veya mekanının konseptini yenilemek isteyen profesyoneller hedeflenmiş. Modelin; biri klasik-vintage, diğeri ise modern iki versiyonu var.
TURAD’ın kurucuları, yazarlar, gazeteciler, aydınlar ve damak tadına önem verenlerin bulunduğu bir danışma kurulunun çalışmaları ile bugünlere gelen projenin modern meyhane konusunda ilk örneği olan Safi Meyhane; Türkiye’de TÜV sertifikası almak amacıyla başvuran ilk meyhane olma özelliğini de taşıyor.
O akşam ne kadar çok kadın müşteri olduğu hepimizin dikkatini çekti. Hatta asma kat gibi bölümde uzun bir masada kalabalık bir emekli kadınlar grubu vardı. Ustalıkla seçilen müzkler eşliğinde hepimizi hayran bırakacak şekilde eğlendiler. Eh bizlerin de “Beyoğlu’nda Gezersin” minvalli parçalara eşilk etmediğimiz söylenemez. Teşekkürler Zarakol ekibi harika bir geceydi. Bundan sonra yabancı konuklarıma meyhane kültürünü rahatça tanıtabileceğim keyifli bir mekan yarattığı için Yeni Rakı markası şahsında Mey İçki’ye de özellikle teşekkür ederim.


Adaletsizliklere Tepki Gösterin

“Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ama, adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır!..”
Elie Wiesel (Nobel Barış Ödüllü Profesör, Yazar, Aktivist)

Hemen her an yeni adaletsizliklerle karşılaştığımız günlerde, bu sözü kendimize hatırlatmak iyi olacak. Bu güzel sözü bir paylaşımıyla öğrenmemi sağlayan değerli dostum Pelin Akol’a teşekkür ederim.


Sonsuz Şimdide Olmak

“Serpe Diem Empes” Sonsuz Şimdide Olmak… Bu cümleyi ilk duyduğumda bir anlam verememiştim. Ne demek olduğunu kavrayabilmem, bir sürü yorucu ve üzücü deneyimden sonra gerçekleşti.
Sürekli hayatından yakınanları gördükçe “Sonsuz Şimdide Olmak” halinin ne kadar huzur verici olduğunu anlatmak istiyorum. Değişimle itişmek yerine kabullenmek, başa çıkamayacağını ve değiştiremeyeceğini bildiği zorluklarla didişmek yerine; derin bir nefes alıp “an” da kalmaya çalışmak daha huzurlu ve daha yaratıcı olmayı sağlıyor.
İnsan beyni inanılmaz detaylarla işlenmiş müthiş bir araç. Zihnimiz bize rahat vermemek için, ara vermeden çalışıyor.
İç sesinizi duymamayı denediniz mi? Hiperaktiviteyle baş etmeye çalışan ben ve benim gibiler için ne zor bir çalışma bilemezsiniz. Meditasyon çok sayıda kişi için huzur demektir. Benim gibi zihnini bastırmakta zorlanan biri için ise kafesinde koşturan hamster izlemek gibi. Nefesinize odaklanmak çoğu zaman işe yarıyor, deneyin. Olmadıysa da zorlamayın, o anda sizi ne mutlu edecek ise ona odaklanın. Birinin doğrusu, herkes için doğru olmayabiir.
Kendinizi sevmeye çalışmakla başlayın işe. Aynadaki sizden hemen hoşlanmayabilirsiniz, hatta ona çok kızabilirsiniz de. Sorun yok, adım adım ilerlemenin kimseye zararı olmaz. Beni tanıyanlar bilir, son yıllarda aldığım kilolar nedeniyle fotograf karelerinde yer almaktan hoşlanmıyordum. Sabahları aynaya bakmak bile istemediğim günler oldu. Sorunu çözüyor mu böyle davranmak, kesinlikle hayır. Bu noktada, iş hayatında yaptığımız gibi liste yaptım kendime; hoşlandığım ve hoşlanmadığım yanlarım, beğendiğim ve kızdığım huylarımı sıraladım. Sonra yavaş yavaş olumsuz olanların üzerlerinde çalışmaya başladım. Mucize olmuyor tabii, çaba harcamak gerekiyor, hem de çoook çaba harcamak. Aynada gördüğünüz kişiye gülümsemeye başladığınızda, işlerin kolaylaştığını görüyorsunuz.
Geçmiş yaşanmış bitmiş, geleceği bilemiyoruz ama şimdi sadece bizlere ait. Sonsuz şimdide olmaya çalışmak bazılarınıza saçmalamak gibi gelebilir, deneyin lütfen, ne kadar değiştiğinizi anladığınızda eski sizden eser kalmadığını da göreceksiniz.
2012 değişimlerin yılı, yeniliklere uyumlanmanın yılı, daha iyi insanlar olabilmeye çalışmanın yılı, yaşadığımız evreni yok etmek yerine iyileştirmeye gayret etmenn yılı. Mutsuzlukları görev edinmeyin, yaşadıklarınız için şükredin ve derin derin nefes alın ve “an” da kalın.
Serpe Diem Empes, Sonsuz Şimdide Olun…


Sayfalar:1...29303132333435...61