“Ey İnsan;
Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün.
Unutma, her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.”
Şems-i Tebrizi
Görsel kaynağı : goo.gl/8uPVsJ
“Ey İnsan;
Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün.
Unutma, her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.”
Şems-i Tebrizi
Görsel kaynağı : goo.gl/8uPVsJ
Sevgiyle ve muhabbetle…
“Bilinci henüz sizin kadar yükselmemiş olanların konuşmaları eski tadı vermemeye başlar. Kendiniz gibi olan insanları arar ve onlarla bir şekilde karşılaşmaya yeni dostluklar oluşturmaya başlarsınız. Size söylenenleri olduğu gibi doğru kabul etmek yerine sorgulamaya başlarsınız. Korkularınız azalır. Eskiden zoraki yaptığınız şeyleri artık yapmaya mecbur hissetmezsiniz. Kendinizi çok daha rahat ifade etmeye başlarsınız. İstemediğiniz şeylere rahatça “Hayır” diyebilirsiniz. Tek başınıza kalmaktan keyif almaya başlarsınız. Hayatta gerçekten yaşamak istediğiniz gibi yaşayıp yaşamadığınızı sorgulamaya başlarsınız. Gerçekten ne yapmak size heyecan veriyorsa onun peşine düşersiniz. Olumsuzluklar sizi eskisi kadar üzmez. Kötü giden şeylere dertlenmek yerine çözüm bulmaya odaklı olursunuz. Etrafta sıkıntı veren şeyler sizi etkilemez. Gelecek için kaygılanmazsınız. Başınıza kötü bir şey geldiğinde eskiden olduğu kadar üzülmezsiniz. Birisi size hakaret ettiğinde, bağırdığında etkilenmez ve aynı şekilde tepki verme ihtiyacı duymazsınız. Birisi sizi haksız yere suçladığında kendiniiz savunma ihtiyacı duymazsınız. İltifatlar da sizi eskisi gibi etkilemez. Onaylanma ve takdir edilme ihtiyacı hissetmezsiniz. Birilerine bir şeyleri ispat etme isteğiniz ve çabanız biter. Sizi rahatsız eden zihin konuşmaları gitgide azalır ve zor duyulur hale gelir. Öfke ya da üzüntü gibi duygular ara sıra gelir ama üzerinizdeki etkileri dakikalar içinde geçer, üzerinize yapışmaz ve sizi günlerce rahatsız etmez. Diğer insanların zenginliğini kıskanmazsınız. İnsanların sizin hakkında ne düşüneceklerini umursamazsınız. İnsanları kategorilere ayırmazsınız ve herkese aynı davranırsınız. Yapılan hataları daha çabuk affedersiniz. Dışarıda ne olursa olsun, içinizde sebepsiz bir sevinç olur. Her yerde kendiniz gibi olursunuz. Herkesin içinde aynı Öz’ün parçası olduğunu fark etmeye başlarsınız. Dünya bir oyun alanı gibi gelmeye başlar. İçinizde sürekli hissettiğiniz huzuru kimse bozamaz.”
Özlem Hatipoğlu yazısından alıntıdır.
Yazıda kullandığım görsel; 2016 Nisan ortası bir sabah yürüyüşünde rastladığım enfes mor salkımlardır, konuyla ilgisi ise hem görüntülerinin, hem de kokularının ruhuma çok iyi gelmeleri 🙂
Bu yazımda sizlere genç, başarılı ve çok yönlü bir sanatçıdan Ece Müniroğlu’ndan söz edeceğim. 2013 yılında oğlum Emir Cerman ve arkadaşlarının Boston Outside of the Box Festivali’nde Rhythm of The Universe konseri öncesinde tanıştım besteci, aranjör, piyanist Ece Müniroğlu ile. Güler yüzüyle, yüksek enerjisiyle bir yandan sahnedeki performansına hazırlanırken, yardım gereken herkese de koşturmasıyla kalbimi kazanmıştı. Her fırsatta keyifle sohbet etmiştik ben dönene kadar. Sonra da Istanbul’da olduğu sürelerde, vakit yaratıp sohbetlerimize devam ettik. Ocak ayının ilk günlerinde Boston’a dönerken Emir’ime gidecek bir iki paketi vermek üzere buluştuk. Hazırlıkları tamamlanan web sitesinden, geleceğe dair planlarından söz ederkenki coşkusuna ve heyecanına bayılmıştım. Geçen hafta web sitesini görünce, konuşmalarımızı hatırladım ve sizleri Ece ile tanıştırmak istedim.
7 yaşında piyano çalmaya başlayan Ece Müniroğlu müzikle hep iç içe yaşamış. Öğrenciliği süresince severek çalıştığı geometri ve matematik dersleri ona İTÜ Mimarlık bölümünün yolunu açmış. Okulun son yılında bitirme projesi hazırlarken; Berklee College of Music’ in Ankara’da öğrenci seçmeleri düzenlediğini duyunca bu fırsatı değerlendirmiş ve sınavı kazanmış. İTÜ Mimarlık diplomasını cebine koyan Ece; aldığı eğitimin kendisine kazandırdığı farklı bakış açılarıyla bu kez de Boston’a yeni okuluna koşmuş.
“Atılan her adım, yaşanılan her deneyim, bir sonraki adımımızı şekillendiriyor, Berklee’den önceki eğitimim ve çalışmalarım benim bu noktada olmama yardımcı oldu.” diyen Ece Müniroğlu; Berklee College of Music’ten Mayıs 2016 da “Çagdaş Bestecilik ve Prodüksiyon” bölümünden mezun oldu. Berklee’deki eğitimi süresince Ece’nin beste ve aranjmanları çeşitli konserlerde seslendirildi. Futura Productions’ta kaydedilen ve Ece tarafından yönetilen son orkestra parçası “Memory Land”i BURAYA tıklayarak izleyebilirsiniz. Mezun olduktan hemen sonra Boston Üniversitesi’nde “The Cradle Will Rock” müzikalinde Catherine Stornetta’ya müzikal direktör asistanlığı yaptı. Aynı zamanda; Boston’da devlet okullarında okuyan çocukların müzikal gelişimini sağlamayı ve okulda ders veren öğretmenleri bu anlamda bilinçlendirmeyi amaçlayan “Disney Musicals in Schools” isimli bir programda da müzik direktörü olarak çalışmaya başladı . The Lion King’den “Can you Feel the Love Tonight”, Pocahontas’tan “Just Around the Riverbend” müzikal aranjmanlarını yaptı. Bu alandaki bir sonraki projesi Toy Story’den “When She Loved Me”nin stüdyo kaydını yapmak ve yönetmek. Bu proje, Singapur’lu şarkıcı/besteci ve yine Berklee mezunu Enya Lim ile beraber yürütecegi bir çalışma olacak.
Berklee’deki eğitimi sırasında reklam müzikleri de besteleyen Ece, bu alandaki çalışmalarına Türkiye ve Amerika’da devam ediyor. Berklee Radyosu “The BIRN” de Visual Media Director olarak çalışan Ece aynı zamanda grafik tasarımı yapıyor, posterler hazırlıyor. Her sanatçı gibi onun da hayalinde Los Angeles var. Pixar ve Disney filmlerine müzik yazmak, yönetmek, özetle hikayeye müzik yazmak var. Yolun da, bahtın da hep açık olsun sevgili Ece Müniroğlu.
Web sitesi: http://www.ecemun.com
The New Colossus
Not like the brazen giant of Greek fame,
With conquering limbs astride from land to land;
Here at our sea-washed, sunset gates shall stand
A mighty woman with a torch, whose flame
Is the imprisoned lightning, and her name
Mother of Exiles. From her beacon-hand
Glows world-wide welcome; her mild eyes command
The air-bridged harbor that twin cities frame.
“Keep ancient lands, your storied pomp!” cries she
With silent lips. “Give me your tired, your poor,
Your huddled masses yearning to breathe free,
The wretched refuse of your teeming shore.
Send these, the homeless, tempest-tost to me,
I lift my lamp beside the golden door!”
Emma Lazarus
https://en.wikipedia.org/wiki/Emma_Lazarus
Statue of Liberty photo taken by me in 2012
https://goo.gl/photos/PrZsBv8ScMUoniHY8
Ne ararsan kendinde ara.
Aradığın bir tek sensin.
Sen yalnız duyuş ve düşünüşten ibaretsin.
Geriye kalanların et ve kemiktir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Görsel, değerli dost Hülya Özbudun‘un arşivinden alıntıdır.
Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize
Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim
Yunus Emre
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yunus_Emre
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/bb/YunusEmre.jpg
Günlerdir süren soğuk, gri hava ile yarışan yürek burucu ülke gündeminden biraz olsun uzaklaşmak ve güzel havada kendime nefes payı vermek için sabah erken saatlerde çıktım evden, uzun uzun yürüdüm, derin derin nefes aldım. Uzunca bir süredir kaos ve karanlığa teslim olmaktansa, kendimi oyalayacak, ruhumu dinlendirecek bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bir rastlantıyla soundtrackini dinleyip bayıldığım La La Land filmini izlemeye karar verdim. Özdilek içinde yer alan Cinetime sinemalarında pazartesi ve çarşamba günleri indirim olduğunu hatırlayınca ilk seansa yetiştim. Benden başka kimse yoktu, kendime sinema kapatmış gbi hissedip izlemeye başladım.
Damien Chazelle’in yönetmenliğinde; Justin Hurwitz’in müthiş müziği eşliğinde, Linus Sadngren’in harika görüntülerinin sihrine bırakıverdim kendimi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle izledim 128 dakikalık filmi.
Emma Stone ve Ryan Gossling üçüncü kez aynı perdeyi paylaşıyorlar, kamera bu ikiliyi çok seviyor ve kesinlikle güzel bir kimyaları var. Her ikisinin de hem dans, hem de müzikal performanslarına bayıldım. Tamam kabul Ginger Rogers ve Fred Astaire değiller ama gayet başarılılar.
Warner Bros Stüdyolarındaki kafede barista olarak çalışan ve filmlerde bir rol kapabilmek için seçmeden seçmeye koşturan genç aktris Mia ve klasik caza aşık, kendi caz kulübün kurmak için uğraşan inatçı müzisyen Sebastian trafikte karşılaşırlar ilk kez. Mia’nın Sebastian’a malum parmak hareketiye sonuçlanan bu karşılaşmadan sonra kader yine ikisini bir araya getiriyor.
Chazelle müzisyen olmayan Gossling’i müthiş bir caz piyanisti olarak algılatıyor izleyenlere, Whiplash’ta yaptığı gibi, sanırım onun ayrıcalığı da bu. Filmde Watson ve Gossling’e eşlik eden diğer oyuncular arasında J.K. Simmons, Tom Everett Scott ve John Legend var. Müziğin, renklerin ve tabii en önemlisi muhteşem Los Angeles’in arka plan olarak kullanıldığı bu filmi mutlaka izleyin ve kendinize gündemden uzaklaşıp, nefes alma şansı tanıyın.
Mia’nin hayallerine ulaşmasını sağlayacak rol için gittiği seçmede söylediği The Fools Who Dream adlı parçanın sözlerine bayıldım ve eve döner dönmez internette arayıp buldum, sizler de beğenirsiniz umarım. Sözleri okurken arka planda melodisini de kopyala-yapıştır yaparak bu linkten https://youtu.be/UlunjmpaRVU dinleyebilirsiniz.
Hepinize iyi seyirler
Filmin fragmanı: https://youtu.be/lu4RHvouJH8
Soundtrack videosu: https://youtu.be/HSg3tBzAVFk
imdb linki: http://www.imdb.com/title/tt3783958/
The Fools Who Dream
My aunt used to live in Paris
I remember, she used to come home
and tell us these stories about being abroad
and I remember she told us that she jumped into the river once, barefoot
She smiled
Leapt, without looking
And tumbled into the Seine
The water was freezing
She spent a month sneezing
But said she would do it again
Here’s to the ones who dream
Foolish as they may seem
Here’s to the hearts that ache
Here’s to the mess we make
She captured a feeling
Sky with no ceiling
The sunset inside a frame
She lived in her liquor
And died with a flicker
I’ll always remember the flame
Here’s to the ones who dream
Foolish as they may seem
Here’s to the hearts that ache
Here’s to the mess we make
She told me
“A bit of madness is key
To give us new colors to see
Who knows where it will lead us?
And that’s why they need us”
So bring on the rebels
The ripples from pebbles
The painters, and poets, and plays
And here’s to the fools who dream
Crazy as they may seem
Here’s to the hearts that break
Here’s to the mess we make
I trace it all back to then
Her, and the snow, and the Seine
Smiling through it
She said she’d do it again
Görsel kaynakları:
http://thetorchentertainmentguide.com/wp-content/uploads/2016/10/La-La-Land-Reviews.jpg
http://www.hollywoodreporter.com/sites/default/files/imagecache/scale_crop_768_433/2016/08/lll_d41-d42_06803_r-h_2016.jpg
2016 yılını arkamızda bırakmaya hazırlanıyoruz. Şimdi yeni bir yılın getireceklerine odaklanma zamanı; geçmişe takılıp kalmanın yararı yok, gelecek günlerin belirsizliğini coşkuya çevirmek elimizde. Her sabah sağlıkla uyanıyorsak umudumuzu kaybetmek anlamsız. Sağlıkla nefes aldığımız her an, zorluklarla başa çıkabileceğimiz anlamına geliyor; yeter ki isteyelim ve çaba harcayalım.
Hayatımıza dışarıdan bakmaya çalışalım; tabii objektif olarak bakalım; varlığına şükredeceğimiz her şeyi not edelim, aklımıza her geldiğinde sahip olduklarımız için teşekkür edelim, güzellikleri görmeye ve onlara ulaşmak için çaba harcamaya devam edelim. Kendimizde değiştirmek istediklerimiz için de ayrı bir liste yapalım ve yıl boyunca bunlar üzerinde çalışalım.
Onurumuzla, sahip olduklarımıza şükrederek, anlamsız hırslardan arınarak, bebekler gibi kibirsizce, her sabah daha da yenilenerek, “az tüketip, çok türeteceğimiz”, barış içinde “bir orman gibi hür ve kardeşcesine” yaşayacağımız; bedenlerimizin sağlıklı, ruhlarımızın hep genç kalacağı, daha bereketli, daha huzurlu, daha adil ve çok daha güzel bir yıl olsun 2017.
Hepinize sevdiklerinizle birlikte; ağız tadıyla, huzurla, bolluk ve bereketle geçecek harika bir yıl diliyorum.
Sevgiyle ve muhabbetle…
Görsel kaynağı:
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/originals/f2/77/d0/f277d02da7bfac6841477339b350759d.jpg
Canım kardeşim Bilge Mintaş’ın, sevgili kuzenim Zerrin Bıçakçı’nın, can dostlar Didem Özbahçeci Sönmez, Sedef Örsel Özçelik ve yıllar içinde tanıdığım değer verdiğim bütün eğitmen dostlarımın 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Bana emeği geçen, hayatta olan ve olmayan öğretmenlerim hepinize teşekkür ederim. İyi bir insan olmayı önce, ilk öğretmenim olan rahmetli anneciğimden öğrendim, üzerine kendi kişiliğimi inşa ederken de sizler yol gösterdiniz bana.
Yaşadıkları zorluklara rağmen; öğrencilerine ışık olmaya çalışan bütün öğretmenlere teşekkürler, yarınlar için umut olacak gençler sizlerin desteği ve rehberliğiyle yetişecekler.
Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Warner Bros davetiyle öngösterimine katıldığım harika bir film izledim. Fantastic Beasts and Where to Find Them / Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filmiyle; yönetmen David Yates bizleri J.K. Rowling’in Büyücülük Dünyası’nda yeni bir yere, Harry Potter’dan yıllar öncesine ve Amerika kıtasına götürüyor. Harry Potter’ın yıllar sonra okuyacağı, Magizoolojist Newt Scamander’ın fantastik yaratıklar ve gezi notları hakkındaki kitabının hikayesini izliyoruz bu filmde. Scamander’in hikayesi; 1926 yılı New York’unda fantastik yaratıkların peşinde koşarken, bir yandan da dünyanın gözünden uzakta yaşamaya çalışan büyücü komitesiyle arasında geçenleri içeriyor.
Film hakkında ipucu vermeden yazmakta zorlandığımı itiraf ediyorum, siz haftasonu kendinize bir iyililk yapın ve bu keyifli filmi mutlaka izleyin. 133 dakika süreyle, görsel mucizelerin, keyifli oyuncuların ve heyecanı zirveye taşıyan müziklerin tadını çıkarın.
David Yates yönetiminde, bol sayıda tanınmış ve ödüllü oyuncu kadrosuyla dikkat çeken filmde başrollerde her filmiyle biraz daha hayran olduğum Eddie Redmayne’e; Colin Farell, ana kahramandan rol çalan Dan Fogler, etkileyici bir Ezra Miller, Katherine Waterston, Zoë Kravitz, Ron Perlman,Jon Voight veee tabii az da olsa Johnny Depp eşlik ediyorlar. Görüntü yönetmeni Philippe Rousselot, müzikler ise James Newton Howard’a ait.
Film hakkında daha detaylı bilgiler isterseniz aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
http://www.fantasticbeasts.com/
http://www.imdb.com/title/tt3183660/
https://www.pottermore.com/fantastic-beasts
Yazıda kullandığım görsellerin linkleri:
http://www.liveforfilm.com/wp-content/uploads/2016/09/Fantastic-Beasts-and-Where-to-Find-Them-final-poster-banner.jpg
http://www.blackfilm.com/read/wp-content/uploads/2016/11/Fantastic-Beasts-and-Where-to-Find-Them-39.jpg