3 Haziran 1984 güzel bir pazar günüydü, 9 aylık heyecanlı bekleyişin sonunda, biricik oğlum Emir ’i kucağıma aldığım gün. Sabaha karşı başlayan küçük gaz sancısını andıran ağrıların doğum sancısı olduğunu anlamam pek zor olmuştu. Nereden bilebilirdim, bu benim ilk bebeğimdi. Filmlerde izlediğimiz kadınların “amanın yetişin yandıım öldüüm” diye bağırdıkları türden ağrılar da değildi.
Oturduğumuz çatı katındaki terasta dakikalarca yürüyüp, hala “gaz” dan kurtulamayınca saat tutmak aklıma gelmişti. Tabii ağrı aralarının 5 dakikada bir olması kafamda şimşekler çaktırmış, hemen günler öncesinden hazırladığım küçük bavulu kapının dibine koyup beklemeye başlamıştım.Ne mi bekliyorum “haydi vakit geldi” dediğimde aynı filmlerde görülen tepkiyi veren kocamın telaşla hazırlanmasını ???? Evet sonunda tam hazırlanıp kapıya çıkarken asansör bizim katta durdu ve içinden o anda en son görmem gereken kişi babam çıkmaz mı, haydi bakalım bir şey anlamasın diye tornistan eve geri dönüş ve “kahve içer misin babacığım” sorusuna verdiği cevabı duymadan mutfağa kaçış ve ağrıya katlanmak için nefes egzersizi yapmaya devam.
O günlerde kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle ani üzüntüler yaşamaması gereken annemin kulağına gitmesin diye babama binbir şaklabanlık yaptım. Adamcağızın da keyfi yerinde, anlatıyor da anlatıyor. Ben ise ne oturabiliyorum ne kalkabiliyorum, durum git gide vahimleşiyor. En sonunda aklıma, bir arkadaşımızın bizi kahve içmeye davet ettiğini söyleyip müsaade istemek geldi. Tabii bavulu almadan birlikte indik asansörle. O evlerine yürüdü, ben arabaya attım kendimi, kocam son hızla geri çıkıp bavulu aldı ve nihayet yola çıktık. Hastaneye girdik, ilk kontrol yapıldı, beni bir odaya aldılar ve sürpriz, sancılarım duruverdi. O kadar kasmışım ki kendimi, ortalık süt liman. Hemen doktorumu aradılar, kadıncağız tatili nedeniyle Tuzla’daki kardeşine ziyarete gitmiş. Bana ” Zeynep Doktor seni tekrar kontrol edecek ve bana durumu bildirecek gerekirse eve gidersin” der demez, can havliyle haykırdım “kesinlikle olmaz. Eve girince bir daha çıkamayabilirim, bakarsınız yine babam uğrar, ben en iyisi şurada bekleyeyim” dediğimde, akşamüstüne doğru geleceğini söyleyip beni rahatlattı.
Saatler geçmek bilmiyordu, gazeteler, magazinler, TV programları vs derken nihayet doktorum geldi ve kontrolü bitince de müjdeyi verdi “haydi hazırlan suni sancı ile başlayacağız” bende bir sevinç bir sevinç. Bebek hemşiresi elinde lavmanla gelene kadar da keyfime diyecek yoktu ???? Bundan sonrası hızlandırılmış film gibiydi. Suni sancı ile normal sancı arasındaki tek fark sadece süreleri, buna inanın, acı aynı derecede can yakıcı. Nasıl bir acı diye merak ediyorsanız şöyle diyebiliriz; şiddetle bağırsaklarınız bozulmuş ama asla çıkış yolu yok, hayal edebildiniz mi ağrının şiddetini? Bütün bu keşmekeşte bana can yoldaşlığı eden arkadaşım Jale de ikinci bebeğine hamileydi “ya ben bu fasılları unutup neden tekrar hamile kalmışım” demez mi, onca can acısına rağmen gözümden yaşlar gelerek gülmüştüm.
Sonunda, “vakit geldi” diyerek beni sedyeye koyup doğumhaneye doğru yola çıkardılar. İşte o an yaşanan acı, ağrı her neyse sanki bir anda hafifledi, kaybolmadı, ama aylardır heyecanla beklediğim bebeğime kavuşacağım anın yaklaşmış olması fikri harikaydı.
Doğumhanede yattığım yerin tam karşısında kocaman bir saat vardı. Oğlumun doğduğu ve sağlam olduğunun söylenmesi sırasında saat tam 18.05 idi. Yer yüzündeki hiç bir örnek o anda hissettiklerimi anlatmaya yetmez.
Canım oğlum; iyi ki doğmuşsun, teşekkür ederim beni hep mutlu eden ve gururlandıran bir evlat olduğun için. Doğum günün kutlu olsun, karşına hep iyi insanlar çıksın, sevil ve sev, yaşayacağın her günde bir öncekinden daha mutlu ol, bedenin ve ruhun her daim sağlıklı olsun, huzurla paylaşacağın kadar da bol paran olsun.
Uzun yıllar o hep Muge Cerman’ın oğluydu. Beni tanıyanlar ondan söz edecekleri zaman ismini anımsayamazlarsa Müge’nin oğlu derlerdi. Yıllar geçtikçe kişiliği gelişti, hem iyi bir evlat, hem de iyi bir sanatçı olarak hatırlanmaya başlandı. Artık ben Emir Cerman ‘ın annesiyim. Gurur duyuyorum oğlumla; yeteneğini fark edip, kalbinin sesini dinleyip, dünyanın en prestijli okullarından birinde Berklee College of Music’te burslu okumaya hak kazanıp, başarıyla mezun oldu. Ona güvenenlerin yüzünü kara çıkarmamak için, gündüzünü gecesine katarak çalışıyor. Kendisine tanınan şansın bilincinde olduğu için; planlarında, projelerinde hep imkanı olmayan yetenekli gençlere kaynak yaratmaya çabalıyor. Emir neler yapıyor merak eden olursa diye bir de link vereyim.
http://www.rotu.com
İyi Bayramlar
“Aaah ah nerede o eski bayramlar” bu cümleden oldum olası hoşlanmam. Bayramların bir yere gittiği yok, hep bizimle birlikteler. Sadece algılar, ihtiyaçlar ve öncelikler değişiyor. Aile büyüklerimiz hayattayken, eski adetleri her bayram elimizden geldiğince sürdürmeye çalıştık. Olabildiğince aile büyüklerinden birinin evinde toplanılır, yemekler yenirdi, herkes kendi ile ilgili güncellemeleri yapar diğerlerini bilgilendirir, çocuklarla şakalaşılır, gülünür eğlenilirdi. Bayramın manası da bu değil mi zaten. Bayramlar; hoşgörünün, sevginin, paylaşmanın, dostluğun çoğaltıldığı zamanlardır umarım bunu hep hatırlarız.
Son yıllarda bir furya başladı, tatile gidenlere kendini kötü hissetirme kampanyaları diyorum ben bunlara. Ne yapsın insanlar, yoğun bir tempoda, stress içinde, krizlerle, it dalaşlarıyla savaşıyorlar, uzun bir tatil fırsatı görünce de biraz hava değişimi istiyorlar. Tatile gidenler, zaten bir kaç gün önceden aile büyüklerine uğrayıp hayır dualarını alırlar genellikle. Bütün bir yıl arayıp sormayan, ama bayramın ilk günü yarım saat uğrayıp, eğreti kutlamasını yapıp kaçan bir aile ferdi yerine, bana sevgiyle sarılacak, vakit ayırıp söyleşecek birini daima tercih ederim.
Bu sene ise salgın nedeniyle çoğunluk evinde kapalı geçirecek bayramı. Telefonlarımızdan görüntülü bayramlaşır hasret gideririz artık.
Hepinize; sevdiklerinize birlikte, ağız tadıyla geçecek, sağlıklı, mutlu, akide şekeri kıvamında bir bayram tatili dilerim.
Muhabbetle…
Sarışın Fırtına’ya Veda…
5 Nisanda yazmıştım taslağı, bir türlü elim varıp da bloga koyamadım. Sanki yazıp paylaşmazsam, o hınzır gülüşüyle bir köşeden fırlayıp “ta daaaa, bak anneee nasıl şaşırttım seniiiii” deyiverir gibi geliyordu. Olmadı, İzmir’deki cenazesine bile katılamadan İstanbul’dan uzaktan veda ettim “Sarışın Fırtına”ma.
12 yıl önce bir rastlantıyla kesişmişti yollarımız. Kalabalık bir kafe toplantısında başkalarına benzemeyen içten gülüşü, neşeli kahkahası ve müthiş enerjisiyle hemen fark ediliyordu. Bebi o zamanlar ufacıktı, Bibi ise portakalda vitamin bile olmamıştı. Bebi maskarası kabına sığmayan enerjisiyle kafede ortalığı birbirine katıyor ve kızcağıza zor anlar yaşatıyordu. Bir iki nasihat ve oyalama tavsiyesi uzun yıllar süren dostluğumuzun temeli olmuştu. Girdiği her ortamda kendine özel ışığıyla herkesi etrafına toplardı Ayşem. Yaptığı her işin en iyisini yapmaya odaklandığından olsa gerek hep ödüllük işler çıkarırdı. Şeker hamuruna canlıymışçasına şekiller verir, nefes kesen sanat eserleri ortaya çıkarırdı. TAŞFED Milli Takım şefiydi ve katıldığı yurtdışı yarışmalardan da ödüllerle dönerdi. Enerjik haliyle en bezgin insanı bile coşkuyla çabalar hale getirmeyi başarırıdı sarışın fırtınam. Gücü yettiğince herkese yardımcı olmaya çalışırdı, tanıyıpta sevmeyen çok az insan olmuştur eminim. Yazılan mesajları, paylaşılan yazıları, dostluğuna nail olabilmişlerin onun adını yaşatmak için “Ayşem Öztürk Hatıra Ormanı” kurma çabalarını gördükçe de yanılmadığımı anlıyorum. Bu yazıda üzüntüye yer yok, onun kurduğu ve yaşatmaya çalıştığı hayaller var.
Bir yerlerden bizleri izliyorsun biliyorum; ne kadar çok sevildiğini gördükçe, dostlarının paylaşımlarını okudukça çocuk gibi sevindiğini de biliyorum. Sana bu fotografınla veda etmek istedim, kimin çektiğini bilemediğim için de isim veremedim.
Huzurla uyu can parem, çok özleniyorsun.
Ayşem Öztürk Hatıra Ormanı bağış bilgileri :
Fidan bedeli 10 TL. Ege Orman Vakfı adına: İşbankası Gündoğdu şubesi Iban: TR51 0006400000134240116149 açıklama kısmına mutlaka Ayşem Öztürk Hatıra Ormanı yazılmalı.
Ayşem’i tanımak isteyenlere ; https://www.pecetedennotlar.com/anonim-anne-pogacasi https://www.instagram.com/aysemozturkcake/
Müze Kiti Projesi, ilk adımı olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi ile başlıyor!
Okullar ile müzeler arasındaki işbirliğini kuvvetlendirmeyi hedefleyen Müze Kiti Projesi’nin ilk adımı olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi Aralık 2019 itibariyle başlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, Topkapı Sarayı’nı Sevenler Derneği ve Komet Kültür ve Sanat Projeleri işbirliğiyle hayata geçen Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kitleri öğretmen ve öğrencilerle buluşuyor. Proje, ülkemizdeki kültür ve sanata katılım oranını artıran, Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda belirtilmiş olan hedeflere paralel ve öğrencilerin sosyal-duygusal becerilerini geliştirmeye yönelik kapsamlı bir eğitim materyali ve deneyim alanı sunuyor.
Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi öğretmen eğitimleri ile başlıyor. Ortaokul öğretmenleri, 14, 15 ve 21 Aralık 2019 tarihlerinde Topkapı Sarayı Müzesi’ni ele alan diyalog temelli bilgi kartlarından ve çeşitli etkinliklerden oluşan müze kitinin nasıl kullanılacağına dair hem teorik hem de pratik bilgileri 3 saatlik bir eğitim sonunda ediniyor. Eğitim, Topkapı Sarayı’ndaki Tonwelt Rehberlik Ses Sistemleri ile gerçekleşen rehberli turlar ve projenin içerik küratörlerinin verdiği teorik ve uygulamalı eğitimden oluşuyor. Öğretmenler bu eğitim sayesinde öğrencilerine bir yönetim, eğitim, sanat ve yaşam alanı olan Topkapı Sarayı’nın kültürel mirasımız için önemini aktarma ve öğrencilerine müzede rehberlik etme becerisini kazanıyorlar. Bu eğitimde öğretmenler müze eğitiminin üç temel aşamasını oluşturan, müze deneyimi öncesi, müze deneyimi ve müze deneyimi sonrasına dair tasarlanmış bilgi, etkinlik ve oyunları yakından inceleme ve uygulama fırsatı buluyorlar.
Proje öğretmenlere ayrıca topkapimuzekiti.com ve muzekiti.com sitelerindeki zengin içeriklerden diledikleri zaman faydalanma imkanı sunarak ders içeriklerini sürekli zenginleştirme imkanı veriyor. Proje kapsamında eğitim alacak 500 öğretmen, bu eğitimin ardından yaklaşık olarak 10.000 ortaokul öğrencisi ile birlikte müze kitlerini kullanmaya başlıyor.
Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi, basılı ve dijital olarak tasarlanmış ve daimi kullanıma açık olan öğretmen ve öğrenci kitleri ile öğretmen eğitimlerinden oluşuyor. Haziran-Aralık 2019 tarihleri arasında hazırlanmış olan bu proje, öğretmenleri eğiterek öğrencilerine bir rehbere bağlı olmadan müze eğitimi verebilme ve rehberlik edebilme becerisini kazandırmayı ve Osmanlı kültür ve sanatına ait eserlerin ve tarihinin bilinirliğini artırarak çocukların kültürel mirasımıza olan bakışını ve yaklaşımını geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’de kültürel mirası ve sanatı anlama, sevme ve dolayısıyla koruma ve çoğaltma kültürünün yerleşmesine katkı sağlayacak olan bu kitler, çocuklar ve öğretmenler ile kültürel miras ve sanat arasında bir köprü vazifesi görüyor. Milli sarayları, ören yerlerini ve müzeleri gezme alışkanlığı ve kültürünü geliştirmeye yönelik yapılandırılmış olan Müze Kiti Projesi’nin önemli ve ilk parçası olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi, müzenin erişilebilirlik kapsamının artmasını, okul gruplarının müze gezilerinin anlam kazanıp planlı bir şekilde gerçekleşmesini ve öğretmenlerin müfredat ile müze koleksiyonları arasında ilişki kurmalarını amaçlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği beceri ve kazanımlar doğrultusunda pedagojik bir dille hazırlanmış olan bu kitler ile öğrenciler Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki kültür, zanaat ve sanat ile kavramlar ve nesneler arasındaki ilişkiyi hem eğitici hem de eğlenceli bir yaklaşımla deneyimleme fırsatı yakalıyorlar.
Özgün bir eğitim projesi olan Müze Kiti Projesi, müze eğitimi ve ziyaretçi geliştirme alanlarında uzmanlaşmış iki müzeci olan Hüsne Çiğdem ve Sebla Kut’un Kasım 2018 itibariyle çocuklar ile müzeleri, dolayısıyla sanat eserleri ve kültürel miras öğelerini buluşturmak üzere kurdukları Komet Kültür ve Sanat Projeleri’nin ilk projesidir. Projenin başlıca amaçları arasında, okul ile müze arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek ve müzenin temel misyonlarından biri olan eğitim alanı olma özelliğini ortaya çıkarmak bulunuyor.
Proje aracılığıyla, müze deneyimi yalnızca bir gezi olmanın ötesinde, öğrencilerin sanata ve kültürel mirasa bakışına yön verirken aynı zamanda yaratıcı üretim süreçlerine de ilham veren bir deneyim haline geliyor. Müze kitleri yapılandırmacı eğitimin benimsediği yaşam boyu öğrenme kavramı kapsamında öğrencilerin yaparak, yaşayarak öğrenmelerine zemin sağlayacak ideal bir yer olan müzeye yakınlaşmalarını sağlıyor.
Proje, öğrencilerin farklı bakış açılarından bakabilme, farklı kültürlere saygı duyma, çeşitliliğin değerini anlama, empati kurabilme ve içinde yaşadıkları toplumun normlarını anlamak gibi sosyal farkındalık unsurlarının birinci elden deneyimlenmesine katkıda bulunuyor.
Müze kitleri, müze içeriklerini öğrenci seviyesine uygun bir dil ve anlatım ile sunuyor ve bilginin özümsenmesini kolaylaştırıyor. Okullarla müzelerin ortak hedeflerinin gerçekleştirilmesinin yanı sıra müze kitlerinden faydalanacak tüm öğretmen ve öğrenciler, eğlenceli hikayeler ve bilinmeyen detayları öğrenerek aktif bir müze eğitimi süreci yaşıyor. Projeye her yıl farklı şehirlerdeki müzelerin katılması planlanıyor.
Web adresi https://www.muzekiti.com
Kemâl – Pınar Ayhan’dan Bir Müzikal Belgesel
13 Kasım akşamı değerli dostum Didem Özbahçeci davetiyle yine müthiş bir gösteri izleme şansı buldum. MKM Kültür merkezinde; Pınar Ayhan ve her biri ayrı yetenekli dostlarının olağanüstü performansıyla salondakileri büyülediği bu harika gösteriyi mutlaka daha çok kişi izlemeli. Nasıl yapsak da daha fazla kişiye ulaşsa her iki gösteri de diye epey kafa yordum. Keşke Atatürk adıyla oy avcılığı yapan belediyeler kendi kültür merkezlerinde halka ulaştırsalar bu mesajları.
Mustafa Kemâl’i odağa alarak, onun yaşam öyküsünü anlatan müzikal bir belgesel “Kemâl”. “Tarih çok şey anlatır ama saklar da!…” diyerek yola çıkılan bu gösteride Pınar Ayhan, güçlü sesi ve anlatıcılığı ile bizleri 1881’den 1938’e götürüverdi usulca, coşkuyla. Mustafa Kemâl’in yaşam öyküsünden az bilinen kesitleri, doğru bilinen yanlışları, çok iyi bilinen ama üzerine çok fazla düşünülmeyenleri sahneye taşıyan bu gösteriyi; salondaki yüzlerce kişi nefesi kesilerek ve avuçları kızarıncaya kadar ayakta alkışlayarak izlediler. Aslında kelimelerle ifade etmem zor o salonda yaşanan ruh halini. Yüzlerce insanın tek yürek olup; kah gözyaşlarıyla, kah sesinin son perdesiyle sahnedeki olağanüstü sanatçıya eşlik etmelerini tarif edemiyorum. Gösteri arasında ilkokul öğrencisi olduğunu düşündüğüm bir erkek çocuğunun babasına dönüp “bana kimse Atatürk’ü böyle anlatmamıştı, saygı duyuyordum ama şimdi hem daha çok seviyorum Ata’mızı, hem de mutlaka okuldaki arkadaşlarıma anlatacağım onlar da bilsinler” dediğini duymak harikaydı. “Bizler onun gülmeyi öğrettiği çocuklardık.”
Yazıma sevgili Didem’in gösteriden sonra Instagram’da paylaştığı cümlelerle son vermek istiyorum: “ ATATÜRK’ü bir de böyle dinleyin, ağlayın, duygulanın, gururlanın, hayıflanın. Pınar Ayhan’dan ATATÜRK’ü dinleyin, izleyin mest olun. Elleriniz patlayıncaya kadar ayakta alkışlayın. En üst perdeden BRAVO diye bağırın. Biriktirdiği bilgiye, emeğe, ülkenin farkındalığını artırmak için ekibiyle birlikte katettiği binlerce kilometre yola teşekkür edin. Bu muhteşem gösteriyi mutlaka İZLEYİN. Çocuklarınıza muhakkak İZLETTİRİN.”
Bu projede, sahnede Pınar Ayhan’a 5 kişilik bir orkestra eşlik ediyor. Orkestra ise Evren Kalaycıoğlu (Piyano ve orkestra şefi), Özge Erdem (Keman), Aslı Gültekin (Viyolonsel), Erdinç Aktuğ (Perküsyon), Mustafa Cihan Aslan (Klarnet) ve Ulaş Koray Gökben (Bağlama) gibi deneyimli müzisyenlerden oluşuyor. Ses ve teknik yapım Delta Ses, Işık Tasarımı Mustafa Bal tarafından gerçekleştiriliyor.
Ocak ayında Caddebostan Kültür Merkezinde yeniden sahne alacak “Kemâl”. Lütfen ajandanıza not alın ve mutlaka evlatlarınızla birlikte izleyin bu müthiş gösteriyi.
Yazımda kullandığım görseller için Alihan Sönmez’e teşekkürü borç bilirim.
Pınar Ayhan web sitesi https://www.pinarayhanofficial.com
Bilet linki https://www.biletix.com/etkinlik/ZO802/TURKIYE/tr
Gülcan Arpacıoğlu Mutluluk Kolay Bilinçaltı Tekniği
4-5 Mayıs tarihlerinde değerli dost Gülcan Arpacıoğlu’nun verdiği harika bir eğitime katılma şansım oldu. Gerek Gülcan’ın müthiş enerjisi ve keyifli anlatımı, gerek katılımcı genç kadınların dostça yaklaşımlarıyla saatlerin nasıl uçup geçtiğini anlamadığım, her dakikasından müthiş keyif aldığım bir haftasonuydu. Gülcan Arpacıoğlu tarafından geliştiren özel bir eğitim olduğu için detayları da onun web sayfasından aldığım bilgilerle kendisinin anlatımıyla paylaşacağım. Bu tekniği hayatınıza katmak isterseniz detaylı bilgi ve eğitim tarihleri için 0216 302 3865 no.lu telefonu arayın veya mutlulukkolay@gmail.com adresine mesaj yollayın. Sevgiyle ve muhabbetle…
Mutluluk Kolay sistemi, kendinize ve sevdiklerinize yardım etmenizi sağlar, stres ve kaygılarınızı hayatınızdan çıkarıp daha mutlu bir yaşam sürmeyi öğretir. Geçmişinizin olumsuz etkilerinden kurtularak, hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz, özünüzü yaşayıp kendiniz olduğunuz bir yaşam ve gelecek sağlar.
Mutluluk Kolay Tekniği anında sonuç veren, etkili ve uygulaması çok kolay bir yöntem.
Nasıl mı ortaya çıktı? Hikayesini sizlerle paylaşayım:
Ben bir mühendisim. Üstelik endüstri mühendisiyim. Aklım her alanda zahmeti azaltmaya ve faydayı arttırmaya çalışıyor. Kullandığım tekniği geliştirirken de böyle oldu!
Yirmi yılı aşkın süredir binlerce danışanım ve öğrencim oldu. Enerji, bilinçaltı ve şifa ile ilgili birçok tekniği öğrenme, uygulama ve öğretme olanağı buldum. Bazılarına hayran kaldım, bazılarını ise kenara ayırdım.
Araştırmak ve çözüm bulmak, sonra da kocaman teşekkürlerle dolu mesajlar almak benim için büyük bir keyif kaynağı oldu. Hele bu mesajlarda teknikleri kullanarak sevdiklerini de iyileştirdiğini anlatanlar, sevincini paylaşanlar olduğunda hayatımın anlam kazandığını hissediyorum, çok mutlu oluyorum.
Hayran kaldığım birkaç teknik var. Şimdiye kadar bu teknikleri birbirinden ayrı öğretiyordum, ama aslında bire bir görüşmelerimde hepsini birlikte, hatta harmanlayarak kullanıyorum. Çünkü bir arada çok daha güçlü çalışıyorlar.
Böylece çok daha kolay, çok daha hızlı ve çok daha etkili bir yöntem geliştirdim:
Mutluluk Kolay Bilinçaltı Tekniği
Mutluluk Kolay Tekniği çok pratik, zahmetsiz bir yöntem. Benim için yıllanmış, sizler için yepyeni bir teknik.
Mutluluk Kolay, çok etkili olduklarını bildiğim teknikleri birleştirdiğim, çok kolay ve hızlı işleyen, yepyeni bir enerji ve bilinçaltı tekniği.
Birçok farklı şekilde kullanabiliyorsunuz, çok doğal bir akışı var. Hiçbir zorlama, çaba, emek olmadan işliyor. Bilinçli zihniniz, bilinçaltınız ve enerji bedeniniz birlikte çalışıyor, şifa kendiliğinden gerçekleşiyor. Sorununuzu belirledikten sonra, bu teknik ile duygularınızı iyileştiriyorsunuz; olumsuz inançlarınızı hatta çok daha derin, bilmediğiniz sorunlarınızı olumlu yorumlara, anılara dönüştürüyorsunuz.
Başlangıç eğitimi, kendi üzerinizde uygulamanız için tasarlanmış olsa da, başkalarına yardım için kullanmanızın yollarını öğretiyorum. İkinci seviyede daha ayrıntılı, doğrudan başkalarına seans yapabilir hale geliyorsunuz.
Mutluluk Kolay tekniği, stres ve kaygılarınızı hayatınızdan çıkarıp daha mutlu bir yaşam sürmeyi öğretiyor. Geçmişinizin olumsuz etkilerinden kurtulmanızı, hedeflerinizi gerçekleştirmenizi, özünüzü yaşayıp kendiniz olduğunuz bir yaşam ve gelecek yaratmanızı sağlıyor. Hayatınızın amacını, anlamını bulmanıza destek olan bir eğitim aynı zamanda.
Mutluluk Kolay Tekniğinin özellikleri:
- Mutluluk Kolay çok pratik ve etkili bir bilinçaltı ve enerji tekniği
- Duyguları yaşamaya gerek kalmıyor
- Hızlı çalışıyor, zaman kazandırıyor ve yormuyor
- Bilinçli zihin ile bilinçaltını hemen iyileştirebiliyor
- Sorununuzun ne olduğunu, hangi olaydan kaynaklandığını bilmeniz gerekmiyor
- İyileşmeye karşı dirençlerinizi de bu teknik ile temizleyebiliyorsunuz
- Dikkati toplamadan, kendiliğinden iyileşme gerçekleşiyor
- Kendinizi daha çok tanımanızı ve daha kolay sevmenizi sağlıyor
Mutluluk Kolay Başlangıç eğitim içeriği:
- Mutluluk Kolay tekniği ve uygulamaları
- Bilinçli farkındalık ve enerjinin birlikte kullanımı
- Duygular ve kökenleri, dürtülerin kontrolü
- Güçlü sorular ve keşif süreci
- Seçeceğiniz yönü belirlemek için araçlar
Mutluluk Kolay Tekniği kullanım alanları:
- Bilinçli farkındalık ile yaşamınızı algılayabilmek
- Bilinçaltı inanç sisteminizi yenilemek
- İlişkilerinizde denge sağlayabilmek
- Günlük hayatın ve iş hayatının streslerini gidermek
- Hastalıklarınızın kökenlerini iyileştirmek, sağlıklı bir zihin/beden ile yaşamak
- Travmalarınızı, fobilerinizi, depresyon, panik atak, uyku sorunları ve benzeri sorunlarınızı bilinçaltınızda çözerek sonlandırmak
- Özgüveninizi yükseltmek
- İletişim yaklaşımınızı iyileştirmek, öfke kontrolü ya da iletişimde cesaret elde etmek
- Kariyerinizde ilerleyebilmek, başarınızı arttırmak
- Ruhsal ve kişisel gelişim yolunuzda ilerlemek
- Hedeflerinizi gerçekleştirirken, yaratıcılık, sanat, spor performans arttırmak için Mutluluk Kolay Tekniğini kullanabilirsiniz.
Mutluluk Kolay’ın diğer enerji tekniklerinden farkı nedir?
- Güçlü bir enerji ve bilinçaltı tekniğidir,özellikle ellerin enerjisini kullanırsınız
- Öğrenmesi kolaydır: ezberlemeniz gereken cümleler, “yanlış yaparım” korkusu yoktur
- Uygulaması pratik ve hızlıdır: her an her yerde, ofiste ya da evde kullanabilirsiniz
- Anında etkilidir: 15 dakikalık bir uygulamadan sonra zihin, beden ve duygularınızdaki değişikliği hemen fark edersiniz
- İyileşme kalıcıdır: Öğrendikleriniz eğitimde kalmaz; pratik bir yöntem olduğu için günlük hayatınızda sık sık uygularsınız
Mutluluk Kolay kimler için çok fayda sağlar?
- İlişkilerindeki, iş ve özel hayatındaki stres ve kaygılarını yok etmek isteyenler
- Travma, panik atak, depresyon, fobi, uyku sorunu yaşayanlar
- Hedeflerine ulaşmak için engelleri kaldırmak isteyenler
- Kişisel gelişimini hızlandırıp, kendinin en iyi haline ulaşmak isteyenler
- Hayatına anlam katmak isteyenler
- Kendini keşfetmek isteyenler
- Geçmişin etkilerinden kurtulup, geleceğini değiştirmek isteyenler
- Tüm yaş grupları uygulayabilir
Mutluluk Kolay Enerji Okulu eğitimleri:
İnsan, enerji, zihin ve bilinçaltı alanlarında ilerlemek isteyen, başkalarına uygulamak, öğretmek ve farklı konularda uzmanlaşmak amacında olan güzel yürekler Mutluluk Kolay enerji okulundan çok yararlanacaklar.
Mutluluk Kolay Enerji Okulu üç aşamalı eğitimle başlıyor:
- Başlangıç : Tekniği kendinize uygulamayı,
- Uygulayıcı: Tekniği başkalarına uygulamayı
- Eğitmen: Tekniği ve tüm sistemi başkalarına öğretmeyi öğreniyorsunuz.
Mutluluk Kolay’ı kendinize uygulamayı öğrendiğiniz başlangıç seviyesinde neler öğrenirsiniz:
- Mutluluğu tanımlayalım: Doğu ve batının yaklaşımları
- Enerji, mutluluk ve zihin ilişkisi
- Bilinçli farkındalık nedir, bilinçaltı nasıl çalışır?
- Geleceğinizi değiştirmenin 5 kolay yolu
- Duyguların kökeni
Zihin ve beden ilişkisi, enerji bedenindeki aksaklıklar ve hastalıkları - Mutluluk Kolay tekniği nedir ve hangi sorunlar için nasıl kullanmalısınız?
- Mutluluk Kolay’ı kendinize uygulama egzersizleri ve yaşam boyu kullanmanız için ipuçları
Bu okuldan mezun olarak, kendine ve çevresindekilere yardım etmek isteyen herkesi bekliyoruz. Takvimde eğitim duyurularımızı güncel olarak bulabilirsiniz.
Web adresi https://gulcanarpacioglu.com/mutluluk-kolay/
Merhaba 2019
Giden yılı uğurlarken, 2019’un getireceklerine keyifle hazırlanalım birlikte. Her sabah yeniden uyanıyorsak umudumuzu kaybetmeyelim. Sağlıkla nefes aldığımız her an, zorluklarla başa çıkmaya niyet edelim. Varlığına şükrettiğimiz her şey ve sahip olduklarımız için teşekkür edip, güzellikleri görelim. Kalplermizi nefretten uzak tutup, sevgiye daha çok yer açalım. Karşılık beklemeden sevelim. İnsanları incitmemeyi deneyelim, olur da incitirsek nazikçe ve dürüstçe özür dileyebilelim. Geçmiş olaylardan ders alalım, ama geçmişe takılı kalmayalım. Güneş her gün yeniden doğuyor, daha iyi günler yaşamak elimizde.
Onurumuzla, sahip olduklarımıza şükrederek, anlamsız hırslardan arınarak, bebekler gibi kibirsizce, her sabah daha da yenilenerek, “az tüketip, çok türeteceğimiz”, barış içinde “bir orman gibi hür ve kardeşcesine” yaşayacağımız; bedenlerimizin sağlıklı, ruhlarımızın hep genç kalacağı, bereketli, huzurlu, güzel bir yıl olsun 2019.
Sevgiyle ve muhabbetle…
Görsel kaynağı: https://www.pinterest.com.au/pin/25966135336065474/
Yeni yıl hediyeniz #KEDV bağış sertifikası olsun
Yeni yıla girerken sevdiklerinize kutlama mesajınızı #KEDV bağış sertifikasıyla ulaştırın, beraber eşitsizliklerin ve yoksulluğun olmadığı bir toplum hayaline bir adım daha yaklaşalım.
Bağışınız dar gelirli kadınların yaşamlarını, toplumlarını ve dünyayı dönüştürmelerine destek olacak. Daha çok kadın dayanışmayla üretecek, ekonomik ve sosyal hayata katılacak.
Dijital ve isme özel olarak hazırlanmış sertifika seçenekleri için BURAYA tıklayın, kutlama mesajınız sevdiklerinize hızla ulaşsın.
2019’da desteğinizle yoksulluğun, eşitsizliğin olmadığı bir dünya hayaline bir adım daha yaklaşmak dileğiyle.
Sevgiyle ve muhabbetle…
Yırca Köyü Kadınları İçin İmece Çağrısı
Merhaba değerli dostlarım; Good4Trust Üreticisi olan Yırca Köyü Kadınlarının önemli bir çağrısı var, bu özel çağrıyı sizlere duyurmak, el emeği göz nuru ürünlerinin daha çok kişiye ulaşabilmesi için sizlerden de bu yazıyı dostlarınızla ve kurumsal şirketlerde bu bilgiyi değerlendirebilecek kişilerle paylaşmanızı rica etmek istedim.
Sevgiyle ve muhabbetle…
“Yeni bir yıl geliyor. Bizi şimdiden, dört yıllık serüvenimize, bir yenisini daha eklemenin heyecanı sardı 🙂
Bu mücadelede, çok güzel günler geçirdik. Dayanışmamız sembolleşti. Zor günlerin üstesinden de bir arada gelmeyi başardık.
Şimdilerde, yine biraz zordayız esasında. Bu, aynı zamanda bir imece çağrısı.
Pek sesimizin çıkmadığı günlerde çok çalıştık ve taş evimizi yenilemeyi başardık. Sabunevine ruhsat aldık. Artık işlerimiz resmi. Bu zaman zarfında, inşaat işleri ve bürokratik işler derken, madden ve manen epey zorladık. Çalıştık, ürettik, kazandık ama hep harcadık…
Şeffafızdır, işletmemizde son 1000 liramız kaldı, 2250 lira da borcumuz var 🙂
Düzenli satış yapabilmemiz için her şey hazır. Organizeyiz, kendimizi de geliştirdik. İlk iş borçları ödemek ve bütçeyi toparlamak.
İmecemize gel ve bize yeniden yürek ver:
• > > > > > Yılbaşı için henüz siparişimiz yok. Bireysel ya da kurumsal hediyeliklerde bizi unutma. Belki tanıdıklarına bilhassa kurumsal anlamda önerebilirsin.
• > > > > > Satış kanalları konusunda çalışıyoruz. Bu konudaki önerilerin ve desteklerin bizim için çok değerli. Oteller uygun olabilir belki. Aklına bir şey gelirse lütfen ses et 🙂
• > > > > > Bütçe sıkıntımızı aşmamız için bağış yoluyla da katkı sunabilirsin. Köy derneğimizin yönetim kurulu artık biz kadınlarda. Derneğe bağış da alabiliyoruz 🙂
Ürünlerimizi e-ticaret sayfamızda güncelledik. İncelemek ve sipariş vermek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsin. Birkaç gündür sosyal medyada canlandık ve dönüş almaya da başladık. Sen de paylaşır mısın? Minik ama çok işe yarıyor 🙂
• E-ticaret Sayfamız : https://good4trust.org/yircahanimeli
• Facebook Sayfamız : https://www.facebook.com/yircahanimeli
• Instagram Sayfamız: https://www.instagram.com/yircahanimeli
Köye bekliyoruuz.
-Mantarlar çıkıyor bak, pideler de pişiyor :)-
Yırca Köyü Üretici Kadınları”
Sen Değiş, Dünya Değişsin #yeryüzüdiyeti
Dün Instagram’da Slow Food Youth Istanbul hesabının paylaşımında gördüğüm bir bilgiyi sizlere aktarmak istiyorum. Birleşmiş Milletler İklim raporunda da göreceğiniz üzere dünya hızla ısınıyor ve en büyük sebebi de insanların umarsızca yaşamaları. Değişim kendimizden başlamadıkça sürdürülebilir olamıyor ne yazık ki. Önce bizler bir adım atalım ve başlayalım, değişip dönüşelim ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakalım. Değişmek dönüşmek zorundayız başka yolu yok. Alışkanlıklar değişmeli! Sürdürülebilir, sömürüsüz bir hayat mümkün. Tüketici değil, türetici olmayı seçerek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak mümkün. Karbon ayakizi nedir, nasıl azaltırız, nasıl katkı sağlarız, sıfır atık nasıl yaşanabilir diye düşünmek için hala geç değil. Haydi dostlar daha güzel bir dünya için çaba harcamaya, bir adım atmaya başlamanın tam zamanı.
Slow Food Youth Istanbul diyor ki:
Dünya endüstri öncesi sıcaklık seviyesinden 1C derece daha sıcak ve IPCC’nin raporuna göre bu sıcaklığı maksimum 1.5C derece de tutmamız gerekiyor ve bunun için önümüzdeki 12 yıl çok kritik. Soframıza neyi nereden nasıl koyduğumuz ve tüketim miktarımız çok önemli. Bizim bir yeryüzü diyetimiz var yarın başlıyor, daha sürdürülebilir bir gelecek için denemeye var mısınız? Bu yıl yerel, etsiz ve sıfır atık ile bu diyetimizi uygulamaya çalışacağız üçü birden veya size uyanı da elbet seçebilirsiniz. “Unutmayalım asıl karşılaştığımız zorluk dünyayı değiştirmek değil, değişime kendimizden başlamak.”Sesimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermek için #yeryüzüdiyeti , #foodforchange ve #food4change etiketleriyle paylaşım yapmayı da unutmayalım. ”
https://www.instagram.com/slowfoodyouthistanbul/