:::: MENU ::::
Browsing posts in: Edebiyat

Uzaklar…


Uzaklar…

Ah! yollara çıkmak lazım şimdi…
Geride tükenmez krizler, nafile rutinler, virane ilişkiler bırakarak yelkenleri şişirmek lazım…
Doldurup bavula ertelenmiş coşkuları, rüzgarları sırtlamak, martıların peşine düşüp asfalt bilmez topraklara koşmak lazım…
Serseri bir şişede imzasız bir mektup olup meçhul kıyılara vurmak lazım…
Kış bastırdıkca baharın izini sürmek lazım…
Unutulmuş paslı bir hançer gibi çekilmek kınından ve yollara sürtündükçe yeniden bilenip ışımak lazım…
Ah! gökten yıldız yağıyordur oralarda; dallar hazdan kırılıyordur.
Şimdi uzaklarda olmak lazım…

Uzaklar
Can Dündar

Videoyu yazıya gömmeme izin vermiyor kanalın sahibi, koyu renkli yazıya tıklayarak izleyebilirsiniz.
I’ll Have To Go Away (David Cassidy)

Sayin’ goodbye is not easy
How will I ever explain?
Everyone looks just like cardboard pictures
Falling apart in the rain

I thought I’d found a home
But life in the city, it’s dark and it’s dirty
So I have to go away

Lonely, yes I am, no one knows my name
I’m lost in a place, no one has a face
So I guess I’ll have to go away

Sayin’ goodbye is not easy
How can I ever explain?
And everything looks just like cardboard pictures
Falling apart in the rain

Running, yes I am, wave goodbye to all the trains
If I’m looking for a river that goes on forever
Then I guess I’ll have to go away

Sayin’ goodbye is not easy
How will I ever explain?
Everyone looks just like cardboard pictures
Falling apart in the rain

Image source: http://www.nmgncp.com/free-hd-beach-desktop-wallpaper.html


Gökyüzü senindir, Gökyüzü herkesindir…

Bir gün çok bunalırsan
Denizin dibinde
Yosunlara takılmış gibi
Soluksuz
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı
Gökyüzü senindir
Gökyüzü herkesindir.

Zülfü Livaneli

Yazıda kullandığım görseli 2017 haziranında Alexandria VA sahilinde, pek keyifli bir gezide çekmiştim.


Can Yücel Kelimeleriyle Bayram;

Değerli dost Şükran İlhan‘dan gelen güzel bir hatırlatmayı paylaşmak istedim sizlerle, sevgiyle ve muhabbetle…

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan…

Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık…

Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.

Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir
ilişkiyi bitirmek de öyle…

En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini
bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara
düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.

Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.

“Ona güvenmiştim, yanılmamışım” sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram…

Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış
ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.

Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.

Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram..

Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.

Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.

Can Yücel

Görsel kaynağı: http://www.akidesekerleri.com/resimler/kirma-karisik-akide-sekeri.jpg


Sevgiyle ve muhabbetle…

baharlar

yine çiçekteyiz
işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte,
yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Adnan Yücel

Değerli dost İrem Afşin’e, bu harika dizeleri hatırlattığı için teşekkür ederim.


Sen …

Mevlana

Ne ararsan kendinde ara.

Aradığın bir tek sensin.

Sen yalnız duyuş ve düşünüşten ibaretsin.

Geriye kalanların et ve kemiktir.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

 

Görsel, değerli dost Hülya Özbudun‘un arşivinden alıntıdır.


Inferno / Cehennem

inferno-buyuk

Film izlemek keyif verici bir eylemdir benim için. Sinemaya giderken önyargılarımdan arınmaya çalışırım, roman uygulaması ise kitabı okuduğumu unutmayı yeğlerim. Bu sabah öngösterimine davetli olduğum Inferno/Cehennem adlı film için de aynı şeyi yaptım, kitabı okuduğumu unutmayı ve önyargısız izlemeyi denedim. Keyifle izledim filmi.
İpucu vermeden filmi kısaca özetlemeye çalışayım:
Harvard profesörü ve uluslararası üne sahip sembol bilimci Dr. Robert Langdon, hafızasını yitirmiş olarak İtalya’da bir hastanede uyanır. Genç doktor Sienna Brooks ile birlikte anılarına yeniden kavuşmak ve iyileşmek için çalışırlar. Birlikte; dünyayı küresel bir krizle karşı karşıya getirmeye çalışan, çılgınlığı zenginliğini aşan genetik bilimci Bertrand Zobist’i engellemek amacıyla Floransa, Venedik, Budapeşte ve Istanbul’da geçen heyecanlı bir öykü izletiyorlar seyirciye.

inferno-meydan

Hans Zimmer’in müzikleri de film izleme keyinizi arttırıyor her zaman olduğu gibi.
Yönetmen Ron Howard, Dan Brown’ın romanından senaryolaştıran David Koepp, görüntü yönetmeni Salvatore Totino, oyuncular Tom Hanks, Felicity Jones, Ben Foster, Omar Sy, Irrfan Khan, Sidse Babett Knudsen
Önyargılarınızı evde bırakın, kitabı okuduğunuzu unutun, koltuğunuza oturun ve keyifle izleyin 14 Ekim tarihinde gösterime girecek filmi.
Hepinize iyi seyirler.
Film ile ilgili detaylara bu linkten ulaşabilirsiniz : http://www.imdb.com/title/tt3062096/
Görsel kaynakları: https://d262ilb51hltx0.cloudfront.net/max/800/1*on6cCIOkcfnYz05NToe5iQ.jpeg
http://cdn03.cdn.justjared.com/wp-content/uploads/2015/04/hanks-getto/tom-hanks-felicity-jones-get-to-work-on-inferno-movie-07.jpg


Denge… Turgut Uyar

Turgut Uyar

Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Tanrınız büyük âmenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Bütün ağaçlarla uyumuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama ağaçlar şöyleymiş
Ama sokaklar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım

Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Turgut Uyar / 4 Ağustos 1927 – 22 Ağustos 1987

Görsel kaynağı  http://www.izdiham.com/uploads/yazi/5jeLuNHr6M.jpg


Adalar Sokak Festivali 1-6 Eylül 2015

İstanbul Adaları’nın kentsel, çevresel, ekolojik ve kültürel değerlerinin korunmasına dikkat çekmek, adaları sanatla donatmak, çeşitli etkinliklerde buluşup tanışmak, hep birlikte barış içinde yaşamaya devam etmek, kalıcı sanat eserleri bırakmak gibi dileklerle her yıl 01 – 06 Eylül tarihleri arasında Adalarda yapılmak üzere ‘’Adalar Sokak Festivali’’ adı altında geniş çaplı bir etkinlik oluşturulmuş.

festival logo

Bütün etkinliklerin ada sokaklarında, meydanlarında birbirini dinleyerek, izleyerek, birlikte üreterek, eğlenerek yapılması planlanmış. Festivale katılan, destek veren bütün sanatçılar, gruplar, uzmanlar gönüllülük temelinde performans, atölye ve gösteriler yapacaklar. Festivali düzenleyenlerin dileği, bu festivalin bir başlangıç olması ve güzelliklerin çoğalarak devam etmesi.

Doğal haliyle geçmişten yakın zamana kadar “yavaş bölge” statüsünde olan Adalar; kaçak yapılaşma, hatalı turizm politikaları, motorlu ve akülü araçlardaki denetimsiz artış, kontrolsüz biçimde çoğalan bisikletler, faytonların ıslahı için yetkililerin yeterince çaba harcamamaları, plansız imar tehlikesi gibi problemler nedeniyle hızlı bir şekilde yapısal bozulma yaşamakta ve kültürel, tarihsel, ekolojik değerlerini hızla yitiriyor. Festival süresince sanatçılar, uzmanlar, bilim adamları (mimarlar, botanikçiler, sanat tarihçileri, arkeologlar ve deniz bilimciler) çalışmaları, performansları veya söyleşileriyle yer alacaklar. Katılımcılar Adaların sorunlarına dikkat çekerken, çözüm, iyileştirme ve güzelleştirme için somut önerilerin ortaya çıkartılmasında destekleyici olacaklar.

ada dusu mektuplar

Festivalin en keyifli etkinliklerinden biri de Ada Düşü Mektup Projesi; katılımcılardan beklenen, bu mektupların el yazısı ile hazırlanmış, Ada Düşü temasıyla yazılmış, pullu ve postaneden gönderilmiş olmaları. Mektuplarda herhangi bir sınırlama yok. Yayımlanacak ve sergilenecek mektuplara Festival Komitesi karar verecek. Sergilerin bitiminde tüm mektuplar, taleplere göre ilgili bir kuruma araştırmalarda kullanmak üzere bağışlanacak. Ada Düşü mektupları, Selin Sason tarafından toplanacak. Mektuplar için adres: Plumon Art of Writing Çınar Cad. N0: 79 PK: 34970 Büyükada / Adalar – İstanbul

Festivalde Fotoğraf konusu ‘’Adalarda Çirkin Kadrajlar’’ olarak belirlenmiş. Fotoğrafmetre; Fotoğraf, Film ve Gezi Derneği Fotoğraf Sanatçıları Temmuz ayından bu yana tüm Adalarda belirlenen tema doğrultusunda çalışıyorlar. Sanatçıların fotoğrafları Heybeliada’da sergilenecek.

Festival alanları, çok sayıda etkinliğin yer aldığı ajanda ve sanatçılar hakkında detayları öğrenmek isterseniz BURAYA tıklayınız.
Adalar Sokak Festivali Facebook Sayfası
Adalar Sokak Festivali Web Sayfası

Adalar Sokak Festivali’nin tam programı; Adalar özelinde gün gün ve saat saat akışla pdf olarak ADALAR SOKAK FESTİVALİ _ TÜM PROGRAM

Festival komitesi: Necdet Kutlucan, Sevgi Çekiç, Serap Borucu, Fatma Bozkurt, Okan Sönmez, Yıldız Negma Çokcoşkun, Hıdır Ovaçin
Proje Ortağı: Burgazadası Kültür ve Kalkınma Derneği.


Bir Sabah Uyandığımda Yoktum

Geçtiğimiz haftasonu, İletişim Yayıncılık tarafından yayınlanmış “Bir Sabah Uyandığımda Yoktum” isimli bir kitap geldi. Yıllar önce Likemind toplantılarından birinde sevgili Tuğçe Esener’in tanıştırdığı, yetenekli genç yazar Işıl Kocaoğlan’ın yeni romanıydı. Sabırla dinlediği nasihat yumağı sohbetlerimizi hatırladım ve gülümsedim. Pazar günü de uzun elektrik kesintisini fırsat bilip hemen okumaya başladım.

İlk satırlarla sizi içine çekiveren bir hikaye anlatıyor sevgili Işıl, kafanızı karıştırıyor. Gerçek ile kurguyu öylesine ustalıkla iç içe geçiriyor ki, “ya benim başıma gelseydi” derken ve sayfaları hızla çevirirken buluyorsunuz kendinizi.

Isil kitap

Pahalı bir evde yaşayan, büyük bir şirkette çalışan, özgüveni yüksek, hırslı ve parlak bir profesyonel, bir sabah uyandığında, hiç var olmamışçasına kaybolduğunu fark ediyor. Öylece, birdenbire Yokadam’a dönüşüveren; komşuları, iş arkadaşları, sevgilisi, annesi, sokakta rastladığı insanlar tarafından görünmeyen genç adamın hikayesi, yokluğun ve varlığın sınırlarında dolaştırıyor okuyanı.

“O kadar yoktum ki, içeride eşyalardan başka hiçbir şeyin bulunmadığına dair ben bile bahse girebilirdim. Ellerimi havaya kaldırdım, ellerim yoktu. Parmak uçlarımı ağzıma, gözlerime, yanaklarıma yaklaştırdım, yüzüm yoktu…

Romanıyla okuyucusunu düşündürücü bir geziye çıkaran, hayal gücü yüksek bu genç yazarın, sevgili Işıl Kocaoğlan’ın kitabını BURAYA tıklayarak satın alabilirsiniz.


Asaf’ın Yeri

Asaf

Şiirlerini okumaktan, yetmişlerin sonlarında Bebek’te gündüzleri kafe akşamları bar olan yerinde vakit geçirmekten büyük keyif aldığım Özdemir Asaf’ın ölüm yıldönümüymüş. Başka bir yere benzemezdi Asaf’ın Yeri; edebiyat, müzik, resimle iç içeydim, çok doğaldı herşey orada, sanki aile fertlerinden birinin oturma odasındaymış gibi hissederdim. Duvarlarında tablolar, fotograflar, şiirler vardı bu yerin. Masalarında dizeler, mesajlar kazılıydı. Raflara dizilmiş kitaplar, plaklar ve gramafonu da hatırlıyorum. Şimdilerde butik, daha önce de baklavacı olan bu yer keşke korunabilseydi.

2005 yılında epostayla sevdiğim bir şiirini paylaştığım değerli dostum Rengin Serdaroğlu; o yıllarda okul çıkışında uğramayı sevdiğini ve aşağıda okuyacağınız meşhur dizeleri Asaf’ın kafenin masalarından birinin üzerine sandalye koyup tepeye yazıverdiği günü anlatmıştı, bana da ustaya neden hayran olduğumu bir kez daha hatırlatmıştı.

Her gülüş bir yanaşımdır, bir öbür kişiye…
Döndürür birden, iki kişiyi bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye..

 


Sayfalar:123